YARATILISATLASI.COMhttp://yaratilisatlasi.comyaratilisatlasi.com - Evrimcilerin İtirafları - Son EklenenlertrCopyright (C) 1994 yaratilisatlasi.com 1YARATILISATLASI.COMhttp://yaratilisatlasi.comhttp://harunyahya.com/assets/images/hy_muhur.png11666Darwinistler: ''İtiraf Ediyoruz, Ida Ara Fosil Değil, Tam Ve Mükemmel Bir Canlı!'' (Ama, ne zaman bunu söylediler? Harun Yahya yalanlarını ortaya çıkardıktan sonra.)

Hatırlanacağı gibi, Mayıs 2009 tarihinde Darwinistler Ida isimli fosili insanın sözde atası olarak tanıtmaya çalışmışlardı. Aynı anda birçok medya kuruluşu tarafından geniş bir spekülasyonla insanın sözde atası olarak tanıtılmaya çalışılan bu fosilin aslında bir lemur’a ait olduğunu ise hemen açıklamış ve bu spekülasyonlara derhal son vermiştik. Buradan ve buradan Ida isimli lemur fosili hakkındaki açıklamalarımızı okuyabilirsiniz. Böylece bazı Darwinist çevreler tarafından düzenlenmiş “Ida şovu” derhal son bulmuştu. Çünkü gerçek bilim gözüyle bakan herhangi biri hemen şunu görecekti: Ida, yapılan spekülasyonların aksine, 47 milyon yıl önce mükemmel şekilde varlığını sürdürmüş kusursuz bir canlıdır. %95’i korunmuş olan dolayısıyla yaklaşık tüm detayları incelenebilen bu fosilde, ARA FORM ÖZELLİĞİ GÖSTEREN TEK BİR TANE BİLE YAPI BULUNMAMAKTADIR. Bu olağanüstü bulgu, YARATILIŞ GERÇEĞİNİN BİR DELİLİDİR.

Nitekim ortaya çıkan gelişmelerin saklanamayacak duruma gelmesi Darwinistleri itirafa zorlamıştır. Ekim 2009 tarihinde özellikle New York Times, BBC gibi özellikle Darwinizm yanlısı birçok medya kuruluşu tarafından aynı anda yayınlanan habere göre, Darwinistler Ida’nın bir ara form olmadığını, aynı açıkladığımız gibi, 47 milyon yıl önce yaşamış bir lemur olduğunu yani tam ve mükemmeli bir varlık olduğunu kabul etmek zorunda kalmışlardır.

Darwinizm, hiç bir bilimsel delille desteklenmeyen, yalnızca materyalist felsefeye sözde bilimsel delil olarak zorla ayakta tutulmaya çalışılan bir köhne teoridir. Daha önce de Nebraska Adamı, Archaeoraptor, Piltdown Adamı gibi Darwinist sahtekarlıklar aynı Ida örneğinde olduğu gibi günlerce yazılı basında ve sözde bilimsel dergilerde kamuoyunu meşgul etmiştir. Bu örneklerin her birinde, Darwinistlerin sözde “kayıp halka bulundu” yalanı ve evrim propogandası kendileri için utanç vesilesi haline gelmiş, derhal iddialarını geri almak zorunda kalmışlardır. Ida isimli lemur fosili üzerinde günlerce yapılan sözde “kayıp halka” propogandasının da aynı şekilde bir aldatmacadan ibaret olduğu ortaya çıkmıştır. Darwinistler bir kez daha utanç içinde yenilgilerini kabul etmek zorunda kalmışlardır. Canlıların tümünü sonsuz kuvvet sahibi Allah yaratmıştır. Evrim teorisi ise, bilimsel bir bakış açısı değil, bir pagan dinidir. BUGÜNE KADAR EVRİMİ DESTEKLEYEBİLECEK TEK BİR DELİL DAHİ BULUNAMAMIŞTIR VE BUNDAN SONRA DA BULUNMASI İMKANSIZDIR. Çünkü canlıların tümü orjinal yapıları ile Allah tarafından yoktan varedilmiştir.
]]>
http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/18854/darwinistler-itiraf-ediyoruz-ida-arahttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/18854/darwinistler-itiraf-ediyoruz-ida-araFri, 13 Nov 2009 21:20:15 +0200
Devon Quick ve John Ruben'in Kuşların Evrimi Hikayesiyle İlgili İtiraflarıUzunca bir zamandır, tüm evrim safsatalarında olduğu gibi, kuşların dinozorlardan evrimleştiği masalı gündeme geldiğinde de hep aynı bilimsel gerçekleri anlattık:

-    Kuşların ve sürüngenlerin tamamen kendilerine özgü yapısal farklılıkları nedeniyle böyle bir geçiş hiçbir şekilde gerçekleşemez,

-    Söz konusu iddiayı kanıtlayan tek bir tane bile bilimsel kanıt yoktur, Darwinistler hiçbir şekilde bir ara fosili delil olarak getiremezler,

-    Darwinistlerin ara fosil iddiasıyla ortaya attıkları her dino-kuş safsatasının mutlaka sahtekarlık olduğu anlaşılmıştır, nitekim Darwinistler dinozor fosillerine tüy ekleyerek bu uğurda sahtekarlık yapmışlardır,

-    Kendilerini haklı çıkarmak için, evrime hiçbir delil teşkil etmediği bilimsel olarak ispatlanmış mükemmel canlı fosillerini ara form olarak göstermeye çalışmışlardır,

-    Pek çok Darwinist söz konusu iddiayı evrim adına bir utanç olarak tanımlamaktadır,

-    Ve en önemlisi, dinozorlardan ve Darwinistlerin ara form olduğunu iddia ettikleri canlılardan çok daha eskiden yaşamış mükemmel kuş fosilleri vardır.

Tüm bunların, Darwinistlerin KARADAN HAVAYA GEÇİŞ MASALINI TAM OLARAK ORTADAN KALDIRDIĞINI çok defa, kesin delillerle anlatmıştık.

Şimdi bu imkansız hikayenin geçersizliğini Darwinistlerin kendileri itiraf ediyorlar.

“Bu buluşlar, hayvan evrimi hakkında geniş çapta kabul gören bazı inançlara MEYDAN OKUYAN son yirmi yıldır gitgide artan kanıtlara bir yenisini ekliyor.”

Bu sözler, Oregon State Üniversitesinden iki Darwinist bilim adamına ait! Devon Quick ve John Ruben, Morphology dergisinde yayınlanan araştırmalarında, kuşların dinozorlardan evrimleştiği aldatmacası ile ilgili yapılan spekülasyonlara önemli bir darbe indirdiler.

Yapılan araştırma kuşların femur, yani üst uyluk kemiği üzerinedir. Araştırma sonucuna göre, karadaki canlıların tersine, kuşlardaki femurun ağırlıklı olarak hareketsiz olduğu anlaşılmıştır. Kara canlıları koşmak ve yürümek için hareketli femur kemiğini kullanırlarken, kuşlar bunun yerine bacaklarının alt kısmını kullanmaktadırlar. Devon Quick’in araştırması, kuşlardaki bu sabit femur kemik ve kas sisteminin ve farklı yürüme şeklinin, kuş nefes aldığında canlının hava keselerinin çökmesini engellemek için hayati olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Quick durumu şu şekilde açıklamaktadır:

“Bu, kuşların fizyolojisinde son derece temel bir sistemdir. Bunu daha önce kimsenin fark etmemiş olması ilginç. Kuşlarda uyluk kemiklerinin ve kaslarının pozisyonu, onların akciğer fonksiyonları için son derece önemli. Bu da onlara uçabilmek için yeterli akciğer kapasitesini veriyor.”

Burada önemle belirtilmesi gereken nokta ise, dinozorların söz konusu sabit femurdan yoksun oluşlarıdır. Oregon State Üniversitesi zooloğu Profesör John Ruben bunu şu şekilde izah etmiştir:

“Therapod dinozorlarının femurları hareketliydi ve bu nedenle kuşlardaki gibi çalışan bir akciğere sahip olmaları imkansızdı. Akciğerlerdeki hava keseleri, tabi eğer varsa, mutlaka çökerdi. Bu kanıt, dinozor-kuş bağlantısını desteklemek için öne sürülen delillerin ciddi bir bölümünü yerinden oynatmaktadır.”

Ruben şöyle devam eder:

“Kuşları ve uçuşu yüzyıllardır incelememizin ardından kuş biyolojisinin en temel özelliklerinden birini hala anlayamamış olmamız gerçekten de çok şaşırtıcı.”

Ruben, aynı zamanda, kuşların fosil kayıtlarında dinozorlardan önce görülmesini de dinozorlardan kuşların evrimleştiğini savunanlar tarafından kasıtlı olarak ihmal edilmiş “ciddi bir problem” olarak ifade etmektedir. Söz konusu iddiayı savunan Darwinistlerin iddialarına en büyük delil olarak dinozor ve kuşların akciğer yapılarındaki benzerliği öne sürdüklerini, fakat söz konusu bulgu ile bu iddianın da ortadan kalktığını açıkça ifade etmektedirler.

Ruben, bu önemli gerçeklerin Darwinist bilim adamları tarafından kasıtlı olarak ihmal edilmesinin sebebini ise şu sözlerle özetler:

“Açıkçası, bu işin içinde oldukça fazla müze entrikası yer almakta. Yeni bilimsel deliller (Darwinistler için) sürekli sorular ortaya çıkarsa da, özellikle bu konuya pek çok kariyer adanmış durumda.”

Aynı bilim adamları söz konusu araştırmada, kuşların uçmak için gerek duyacakları güçlü oksijeni almalarını sağlayacak başka “özel niteliklere” sahip olduklarını ve bu özelliklerin günümüz kuşlarında bulunmasına rağmen DİNOZORLARDA KESİNLİKLE BULUNMADIĞININ altını çizmektedirler.

Darwinistlerin açmazı evrim teorisinin sahte olmasıdır

Bu bulgular elbette dinozordan kuşların evrimleştiği safsatasının geçersizliğini göstermesi bakımından önemlidir. Bu açıklamaları önemli kılan bir başka dikkat çekici husus ise, söz konusu itirafların Darwinistlerden gelmiş olmasıdır. Fakat burada ayrıca özel olarak belirtilmesi gereken bir nokta vardır: Herhangi bir kara canlısının bir kuşa dönüşmesi hikayesindeki zorluklar, akciğerlerindeki derin farklılıkların çok ötesindedir.

Bir canlı, Allah’ın kendisine verdiği özelliklerle bulunduğu ortama en uygun şekilde yaratılmıştır. Karada yaşayan bir canlının anatomisi, kara yaşamına mükemmel bir uyum halindedir. Çünkü Allah onu, yaşayacağı ortam ile birlikte yaratır. Dolayısıyla bir mükemmellik vardır. Bir kuş, uçma gibi olağanüstü bir kabiliyete sahip olarak yaratılır. Bunu sağlayan yalnızca canlının kanatlı olması vs. değildir. Akciğerlerinden kemiklerine, hava keseciklerinden tüylerine kadar her bir detay, kuşun uçması için özel olarak vardır. Çünkü onu göklerde uçmaya uygun yaratan, yerleri ve gökleri yoktan var eden Yüce Rabbimiz Allah’tır.

Dolayısıyla femur kemiklerindeki bu büyük farklılık, kara canlılarıyla kuşlar arasındaki YÜZLERCE farklılıktan yalnızca bir tanesidir. Herhangi bir kara canlısının (Darwinistlerin “karadan havaya” safsataları için öne sürdükleri her türlü canlının), bir kuşa dönüşmüş olması için bu sayısız farklılığın, şuursuz, bilinçsiz, kör tesadüfler tarafından tespit edilmesi ve bu kör tesadüflerin gerekli dönüşümleri yapması gerekmektedir. Oysa günümüz bilimi, canlı organizmaya yönelik tek bir tesadüfi müdahalenin bile o organizmayı ölüme götüreceğini ispat etmiştir. Dolayısıyla Darwinistlerin açmazı yalnızca femur kemiklerinde veya kuş akciğerinde değil, SAHTE EVRİM TEORİSİNDEDİR.

Yüce Allah tüm canlıları müthiş bir kusursuzluk ve mükemmellikle yaratmıştır. Darwinistlerin en büyük açmazı, tesadüflerle açıklama getiremedikleri bu mükemmelliklerdir. Ve Allah, öylesine muhteşem bir komplekslik yaratmıştır ki, evrim teorisi, tek bir protein karşısında yıkılmış durumdadır. Bu, sapkın inanç ile ortaya çıkan ve sahtekarlıklar ile insanları aldatmaya çalışan Darwinist ideolojiye, Rabbimiz’in eşsiz bir tuzağıdır. Canlılardaki mükemmellikler ortaya çıktıkça ve Darwinizm’in tek bir ara fosille bile desteklenmediği gerçeği yayıldıkça, Allah’ın dilemesiyle Darwinist çöküş, artık engellenemez hale gelmektedir.
]]>
http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/16880/devon-quick-ve-john-rubeninhttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/16880/devon-quick-ve-john-rubeninSat, 22 Aug 2009 19:17:18 +0300
Kenneth Hsu'nun Darwinizm'in Ahlak Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile İlgili İtirafıDoğal seleksiyon kanunu, sizi temin ederim, bilim değildir. Bu bir ideoloji, hem de kötü bir ideolojidir.

Earth Watch, Mart 1989, s. 17; Henry Morris, The Long War against God, s. 5]]>
http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15622/kenneth-hsunun-darwinizmin-ahlak-uzerindekihttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15622/kenneth-hsunun-darwinizmin-ahlak-uzerindekiWed, 22 Jul 2009 12:09:24 +0300
Robert Wright'ın Darwinizm'in Ahlak Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile İlgili İtirafı(The Moral Animal isimli kitabın yazarı)

Evrim teorisi, insan ilişkilerine karşı uzun ve oldukça kirli bir tarihe sahiptir. Yüzyılın sonlarına doğru politik felsefeye de karıştırılan teori, "Sosyal Darwinizm" adlı bir ideolojiye dönüştürülmüş ve ırkçıların, faşistlerin ve en acımasız kapitalistlerin elinde koz olmuştur.

Robert Wright, The Moral Animal, Vintage Books, New York, 1994, s. 7]]>
http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15621/robert-wrightin-darwinizmin-ahlak-uzerindekihttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15621/robert-wrightin-darwinizmin-ahlak-uzerindekiWed, 22 Jul 2009 12:08:16 +0300
P. J. Darlington'ın Darwinizm'in Ahlak Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile İlgili İtirafı (Evolution For Naturalists isimli kitabından)

Birinci nokta bencillik ve vahşet içimizdeki doğal bir şeydir, en uzak atamızdan bize miras kalmıştır. O zaman vahşilik insanlar için normaldir; evrimin bir ürünüdür.

P.J. Darlington, Evolution for Naturalists, 1980, s. 243-24

]]>
http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15620/p-j-darlingtonin-darwinizmin-ahlakhttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15620/p-j-darlingtonin-darwinizmin-ahlakWed, 22 Jul 2009 12:06:55 +0300
Theodious Dobzhansky'nin Darwinizm'in Ahlak Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile İlgili İtirafıDoğal seleksiyon egoizmi, zevk düşkünlüğünü, cesaret yerine korkaklığı, sahtekarlığı ve istismarı tercih eder. Toplum etiği ise "doğal" tavırları yasaklar ve bunların aksi olan nezaket, cömertlik ve hatta diğerlerinin, toplumun, milletin ve nihayet tüm insanlığın iyiliği için kendini feda etmek gibi özellikleri yüceltir.

Theodosius Dobzhansky, Ethics and Values in Biogical and Cultural Evolution, Zygon, the Journal of Religion and Science, Los Angeles Times'da yayınlandığı şekliyle alınmıştır, bölüm 4 (Haziran 16, 1974), s. 6; (That Their words, s.413)]]>
http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15619/theodious-dobzhanskynin-darwinizmin-ahlak-uzerindekihttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15619/theodious-dobzhanskynin-darwinizmin-ahlak-uzerindekiWed, 22 Jul 2009 12:05:02 +0300
W. Press'in (Astrofizikçi) Evrendeki Düzenin Tesadüflerle Oluşamayacağı Hakkındaki İtirafı(Nature dergisindeki bir makalesinden)

Evrende, akıllı yaşamın gelişmesini destekleyen büyük bir tasarım bulunmaktadır.

W. Press, "A Place for Teleology?", Nature, vol. 320, 1986, s. 315]]>
http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15618/w-pressin-(astrofizikci)-evrendeki-duzeninhttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15618/w-pressin-(astrofizikci)-evrendeki-duzeninWed, 22 Jul 2009 12:02:38 +0300
Hoimar Von Ditfurth'un Evrendeki Düzenin Tesadüflerle Oluşamayacağı Hakkındaki İtirafıtek tek rastlantı sonucunda buluşmalarıyla açıklamak mümkün değil gibi görünmektedir.

Hoimar Von Ditfurth, Dinozorların Sessiz Gecesi, Kitap 1, Alan Yayıncılık, Kasım 1996, İstanbul, sf. 123]]>
http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15617/hoimar-von-ditfurthun-evrendeki-duzeninhttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15617/hoimar-von-ditfurthun-evrendeki-duzeninWed, 22 Jul 2009 11:59:52 +0300
Prof. Fred Hoyle'un Evrendeki Düzenin Tesadüflerle Oluşamayacağı Hakkındaki İtirafları
  • Eğer yıldız nükleosentezi (atom çekirdeği birleşimi) yoluyla karbon ya da oksijen üretmek isterseniz, ayarlamanız gereken iki ayrı düzey vardır. Ve yapmanız gereken ayar, tam da şu anda yıldızlarda var olan ayardır... Gerçeklerin akıl süzgecinden geçirilerek yorumlanışı ortaya koymaktadır ki, üstün bir Akıl, fiziğe, kimyaya ve biyolojiye müdahale etmiştir ve doğada varlığından söz etmeye değer bilinçsiz güçler yoktur. Gerçeklerin hesaplanmasıyla ortaya çıkan sayılar o kadar akıl almazdır ki, beni bu sonucu tartışmasız biçimde kabul etmeye götürmektedir.
  • (Paul Davies. The Accidental Universe, Cambridge: Cambirdge University Press, 1982, s. 118)
    • Kanıtları inceleyen herhangi bir bilim adamı kendisini şu sonuca varmaktan alıkoyamaz: Yıldızların içinde meydana getirdikleri sonuçlar göz önüne alındığında nükleer fiziğin kanunları kasıtlı olarak tasarlanmışlardır.

    (Fred Hoyle, Religion and the Scientists, London: SCM, 1959; M. A. Corey, The Natural History of Creation, Maryland: University Press of America, 1995, s. 341)

    ]]>
    http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15616/prof-fred-hoyleun-evrendeki-duzeninhttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15616/prof-fred-hoyleun-evrendeki-duzeninWed, 22 Jul 2009 11:58:44 +0300
    Paul Davies'in Evrendeki Düzenin Tesadüflerle Oluşamayacağı Hakkındaki İtirafları(Avustralya'daki Adelaide Üniversitesi'nden ünlü matematiksel fizik profesörü)

    • Evrende nereye bakarsak bakalım, en uzaktaki galaksilerden atomun derinliklerine kadar, bir düzenle karşılaşırız... Bu düzenli, özel evrenin merkezinde "bilgi" kavramı yatmaktadır. Yüksek derecede özelleşmiş olan ve organize edilmiş bir düzenleme sergileyen bir sistem, tarif edilebilmek için çok yoğun bir bilgi gerektirir. Ya da bir başka deyişle bu sistem yoğun bir "bilgi" içermektedir...

    Bu durumda çok merak uyandırıcı bir soru ile karşı karşıya geliriz. Eğer bilgi ve düzen, sürekli olarak yok olmaya yönelik doğal bir eğilime sahiplerse, Dünya'yı çok özel bir yer kılan bütün o bilgi ilk başta nereden gelmiştir? Evren, zembereği yavaş yavaş boşalan bir saate benzemektedir. Öyleyse ilk başta nasıl kurulmuştur?

    (Paul Davies, "Chance or Choice: Is the Universe an Accident?", New Scientist, vol. 80, 1978, s. 506)
    • Hesaplamalar evrenin genişleme hızının çok kritik bir noktada seyrettiğini göstermektedir. Eğer evren biraz bile daha yavaş genişlese çekim gücü nedeniyle içine çökecek, biraz daha hızlı genişlese kozmik materyal tamamen dağılıp gidecekti. Bu iki felaket arasındaki dengenin ne kadar "iyi hesaplanmış" olduğu sorusunun cevabı çok ilginçtir. Eğer patlama hızının belirli hale geldiği zamanda, bu hız gerçek hızından sadece 1/1018 kadar bile farklılaşsaydı, bu gerekli dengeyi yok etmeye yetecekti. Dolayısıyla evrenin patlama hızı inanılmayacak kadar hassas bir kesinlikle belirlenmiştir. Bu nedenle Big Bang herhangi bir patlama değil, her yönüyle çok iyi hesaplanmış ve düzenlenmiş bir oluşumdur.
    (Paul Davies, Superforce: The Search for a Grand Unified Theory of Nature, 1984, s. 184)
    • Fizik kanunları çok üstün bir dehanın ürünü gibi görünüyor... Evrenin bir amacı olmalı.
    (Davies, P. 1984. Superforce: The Search for a Grand Unified Theory of Nature. (New York: Simon & Schuster, 1984), s. 243)
    • Çok küçük sayısal değişikliklere hassas olan evrenin şu andaki yapısının, çok dikkatli bir bilinç tarafından ortaya çıkarıldığına karşı çıkmak çok zordur... Doğanın en temel dengelerindeki hassas sayısal dengeler, kozmik bir tasarımın varlığını kabul etmek için oldukça güçlü bir delildir.
    (Paul Davies. God and the New Physics. New York: Simon & Schuster, 1983, s. 189)
    • Evrenin başlangıcı hakkındaki son bulgular, genişlemekte olan evrenin, hayranlık uyandırıcı bir hassasiyetle düzenlenmiş olduğunu ortaya koymaktadır.
    (Paul Davies. The Accidental Universe, Cambridge: Cambirdge University Press, 1982, Önsöz)
    • Eğer doğanın derinliklerinde gerçekleşen işlerin kompleksliği, dünyanın en zeki beyinleri tarafından bile zor anlaşılıyorsa, bu işlerin sadece birer kaza, birer kör tesadüf eseri olduğunu nasıl düşünebiliriz?
    (Paul Davies, Superforce, New York: Simon and Schuster, 1984, s. 243)
    ]]>
    http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15615/paul-daviesin-evrendeki-duzenin-tesaduflerlehttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15615/paul-daviesin-evrendeki-duzenin-tesaduflerleWed, 22 Jul 2009 11:56:55 +0300
    Prof. Fred Hoyle'un Evrenin bir Başlangıcı Olduğu ile İlgili İtirafı

    Fred Hoyle, The Intelligent Universe, London, 1984, s. 184-185]]>
    http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15614/prof-fred-hoyleun-evrenin-birhttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15614/prof-fred-hoyleun-evrenin-birWed, 22 Jul 2009 11:52:05 +0300
    Leonard Huxley'in Evrenin bir Başlangıcı Olduğu ile İlgili İtirafı

    Leonard Huxley, Life and Letters of Thomas Henry Huxley, MacMillan, 1938, Vol.1 s.241]]>
    http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15613/leonard-huxleyin-evrenin-bir-baslangicihttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15613/leonard-huxleyin-evrenin-bir-baslangiciWed, 22 Jul 2009 11:50:59 +0300
    Prof. Dr. Ali Demirsoy'un Evrenin bir Başlangıcı Olduğu ile İlgili İtirafıevrenin sonlu ve zamanlı olduğunu, Bruno'ya ters de olsa artık biliyoruz.

    Prof. Dr. Ali Demirsoy, Kalıtım ve Evrim, Meteksan Yayıncılık, Ankara, 1995, Yedinci Baskı, s.21]]>
    http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15612/prof-dr-ali-demirsoyun-evreninhttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15612/prof-dr-ali-demirsoyun-evreninWed, 22 Jul 2009 11:48:10 +0300
    Don Page'in Evrenin bir Başlangıcı Olduğu ile İlgili İtirafı

    Don Page, "Inflation does not explain time assymetry", Nature, cilt 304 (3 Temmuz 1983), s.40]]>
    http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15611/don-pagein-evrenin-bir-baslangicihttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15611/don-pagein-evrenin-bir-baslangiciWed, 22 Jul 2009 11:46:53 +0300
    Stephen W. Hawking'in Evrenin bir Başlangıcı Olduğu ile İlgili İtirafı

    Stephen W. Hawking, "The Direction of Time", New Scientist, vol. 115, 9 Temmuz 1987, s.47]]>
    http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15610/stephen-w-hawkingin-evrenin-birhttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15610/stephen-w-hawkingin-evrenin-birWed, 22 Jul 2009 11:45:10 +0300
    Dennis Sciama'nın Evrenin bir Başlangıcı Olduğu ile İlgili İtirafı(Fred Hoyle ile birlikte uzun yıllar sabit durum teorisini savunan bilim adamı)

    Sabit durum teorisini savunanlarla onu test eden ve bence onu çürütmeyi uman gözlemciler arasında, bir dönem çok sert çekişme vardı. Bu dönem içinde ben de bir rol üstlenmiştim. Çünkü gerçekliğine inandığım için değil, gerçek olmasını istediğim için 'sabit durum' teorisini savunuyordum. Teorinin geçersizliğini savunan kanıtlar ortaya çıkmaya başladıkça Fred Hoyle bu kanıtları karşılamada lider rol üstlenmişti. Ben de yanında yer almış, bu düşmanca kanıtlara nasıl cevap verilebileceği konusunda fikir yürütüyordum. Ama kanıtlar biriktikçe artık oyunun bittiği ve sabit durum teorisinin bir kenara bırakılması gerçeği ortaya çıkıyordu.

    Stephan Hawking, Evreni Kucaklayan Karınca, Alkım Kitapçılık ve Yayıncılık, 1993, s.62-63]]>
    http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15609/dennis-sciamanin-evrenin-bir-baslangicihttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15609/dennis-sciamanin-evrenin-bir-baslangiciWed, 22 Jul 2009 11:43:58 +0300
    Anthony Flew'un Evrenin bir Başlangıcı Olduğu ile İlgili İtirafı

    Henry Margenau, Roy Abraham Vargesse, Cosmos, Bios, Theos, La Salle II: Open Court Publishing, 1992, s.241]]>
    http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15608/anthony-flewun-evrenin-bir-baslangicihttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15608/anthony-flewun-evrenin-bir-baslangiciWed, 22 Jul 2009 11:41:00 +0300
    Hoimar Von Ditfurth'un Evrenin bir Başlangıcı Olduğu ile İlgili İtirafları
  • Başka bir deyişle, bilim adamları bu konuda, evrenin bir başlangıcı olduğu düşüncesini akla getiren olgulara rastlamışlardır.
  • Bu düşünce bilim adamlarından çoğuna öylesine devrimci, başka deyişle bilimsellikten uzak, birçok bilim adamının pek sevdiği bir deyişle tuhaf görünmüştür ki, bu eski mitosları ve dinlerdeki dünyanın sonu görüşlerini anımsatacak çarpıcı sonuçtan kaçınabilmek için ortaya bir sürü kuram ve görüş atılmıştır. Yer yer çok karmaşık bu kuramlara ve evren modellerine burada yer verecek değiliz. Çünkü başta değindiğimiz iki Amerikalı Penzias ve Wilson'un buluşlarının, bu soruya nihai bir yanıt getirmiş olduğunu düşünmekteyiz: Evrenin gerçekten de bir başlangıcı vardır.

    (Hoimar Von Ditfurth, Dinozorların Sessiz Gecesi 1, Alan Yayıncılık, Kasım 1996, İstanbul, Çev: Veysel Atayman, s.56)

    • Bu noktadan önce ve onun başlangıcında neyin bulunduğunu bilmemiz olanaksız. Bu alan bilime kapalı. Niçin bir başlangıç olmuş olduğu sorusu da, yanıtı verilemez bir soru. Ayrıca bu başlangıç maddesinin ilk yapısının nereden kaynaklandığı, nasıl bir özellik gösterdiği, hidrojen dediğimiz bu ilk maddenin neyin ürünü olduğu türünden sorular da, bu sırlar alanının içinde kalmaktadır.

    (Hoimar Von Ditfurth, Dinozorların Sessiz Gecesi 3, Alan Yayıncılık, Kasım 1996, İstanbul, Çev: Veysel Atayman, s.7)
    ]]>
    http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15607/hoimar-von-ditfurthun-evrenin-birhttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15607/hoimar-von-ditfurthun-evrenin-birWed, 22 Jul 2009 11:39:32 +0300
    San Francisco Chronicle'ın Canlılığın Ancak Yaratılmış Olabileceği ile İlgili İtirafıhayretler içerisinde bırakan yaşam mimarisidir... Sistem son derece kompleks. Sanki dizayn edilmiş gibi... Orada büyük bir akıl var.

    San Francisco Chronicle (İnsan Genomu Projesi hakkında Tom Abate tarafından yazılan bir makaleden, 19 Şubat 2001]]>
    http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15606/san-francisco-chroniclein-canliligin-ancakhttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15606/san-francisco-chroniclein-canliligin-ancakWed, 22 Jul 2009 11:36:48 +0300
    Douglas Futuyma'nın Canlılığın Ancak Yaratılmış Olabileceği ile İlgili İtirafıEğer eksiksiz ve mükemmel biçimde ortaya çıkmışlarsa, o halde üstün bir akıl tarafından yaratılmış olmaları gerekir.

    Douglas J. Futuyma, Science on Trial, New York: Pantheon Books, 1983. s. 197

    ]]>
    http://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15605/douglas-futuymanin-canliligin-ancak-yaratilmishttp://yaratilisatlasi.com/tr/Evrimcilerin-Itiraflari/15605/douglas-futuymanin-canliligin-ancak-yaratilmisWed, 22 Jul 2009 11:35:38 +0300