Yeryüzünden Kalkması Gereken Bir Merhametsizlik: İdam Cezası

Kimi savunucularına göre caydırıcı gücü en yüksek ceza. Karşıtlarına göre ise bir ceza değil, bir merhametsizlik göstergesi, bir insanlık ayıbı. En sert cezalandırma yöntemi olan idam cezasından bahsediyoruz. Darağacında asma, baş kesme, kurşuna dizme, elektrikli sandalye, ilaçla uyutma gibi pek çok çeşidi olan idam cezası günümüzde en çok tartışılan hukuk konularından biri. Nerede ise insanlık tarihi kadar eski olan bu cezalandırma yöntemi bugün birçok devlet tarafından uygulanıyor. Öyle ki Uluslararası Af Örgütü’nün verdiği bilgiye göre 2015 yılında son 26 yılın en yüksek infaz rakamlarına ulaşıldı. (1)

Demokratik ülkeler arasında sayılan Avrupa ve Latin Amerika devletleri idam cezasını yürürlükten kaldırmış durumda. Ne var ki Amerika Birleşik Devletleri, Guatemala ve Karayipler’de bu yanlış cezalandırma yöntemi hala uygulanıyor. Aynı şekilde Asya ve Afrika'da bulunan bazı demokrasilerde de idam cezası halen yürürlükte.

Dünya üzerinde idamın en çok gerçekleştirildiği ülkelere bakıldığında ise birkaç istisna dışında hemen tamamının antidemokratik kabul edilen ya da tam demokratik olamayan ülkeler olduğu göze çarpıyor.

Demokratik olmayan ülkelerde idam cezası oldukça yaygın. Örnek vermek gerekirse 2014 yılında, dünya genelinde 1.652 idam cezası infaz edilirken, bunların 1.000’den fazlası komünist Çin tarafından gerçekleştirildi. 500 mahkûm ise İran, Irak, Suudi Arabistan, Mısır, Sudan, Yemen ve Kuzey Kore topraklarında infaz edildi. İdam cezası daha çok Güney Asya ve Doğu Afrika’da uygulanıyor gibi görünse de, aslında ABD de bu konuda önemli bir istisna.

Amerikan tarihi idam cezası konusunda utançla anılacak birçok insanlık ayıbıyla dolu. 1882 -1920 yılları arasında 4.742 kişi mahkeme yapılmaksızın asıldı ya da linç edildi. Bu insanların 3.345’i ise iç savaş sonrası şiddet hareketlerinde asılan, yakılan, çarmıha gerilen ya da dövülerek öldürülen siyahi Amerikalılardı.

Günümüzde de ABD’nin birçok eyaletinde idam cezası uygulanmaya devam ediyor. ABD genelinde son 40 yılda 1.422 kişi idam edildi. 3.000 kişi ise idam edilmek üzere bekliyor. ABD’de geçtiğimiz yıl 28 infaz gerçekleştirilirken, bu yılın başında ise 12 infaz gerçekleştirilmiş durumda.(2) Demokratik ülkeler arasında kabul edilmesine karşın ABD’de çok sayıda idam cezasının uygulanması dikkat çekiyor.

Avrupa ülkeleri demokratik teamüllere ve insan haklarına aykırı olduğu gerekçesi ile idam cezasını kaldırmışken aynı tutumu ABD’de görmek mümkün değil. İlginç olan ise, ABD’de hazırlanan resmi raporlarda pek çok ülke hakkında demokrasi ve insan hakları ihlelleri gerekçesi ile ağır eleştiriler yapılması.

Başka ülkeleri eleştiren ABD’nin, idam konusundaki yaklaşımını ivedilikle gözden geçirmesi ve değişiklikler yapılması son derece elzemdir.

Öncelikle idam, gayesi adaleti sağlamak olan bir mahkeme için verilebilecek en zor kararlardan biridir. Çünkü zanlının idamının istendiği mahkeme süreçleri de çoğu zaman kafa karıştırıcı ve yönlendirici olabilmektedir. Birçok mahkûmiyet ortalı ve zor kabul edilebilir delillere dayanır. Bunun da ötesinde adli inceleme teknolojileri zamanla değişmektedir. Nitekim FBI 2000 yılı öncesine ait 3.000 davayı yeniden incelemiş ve vakaların  %90’ında sonuçların hatalı olduğunu saptamıştır.

İdam hükmü verilirken, çoğu zaman hukuk dışı kararların devreye girmesi de söz konusu olabilmektedir. Özellikle Anglosakson hukukunda yer alan Jüri sistemi bu açıdan hataya çok açık bir yargılama yöntemidir. Verilen ölüm cezası kararları, jüri üyelerinin kişisel önyargıları, yetişme ortamları, etnik kimlikleri, cinsiyet ve yaşlarına bağlı olarak değişebilen göreceli kararlar olabilmektedir. Örneğin siyahi Amerikalıların nüfustaki oranı sadece %12 iken, idam edilenlerin oranının % 41 olması dikkati çekmektedir.

İdam cezası konusundaki önemli konulardan biri de DNA kanıtlarıdır. DNA kanıtları Amerika’da 1922 yılından bu yana, senede birden fazla kişinin beraat etmesine neden olmuştur.(3) Eğer DNA testi teknolojisi olmasaydı şimdiye kadar onlarca kişi haksız bir biçimde idam edilmiş olacaktı. Bu insanların çoğunun yıllarca sebepsiz yere hapiste yattığı da göz ardı edilmemesi gereken bir başka haksızlıktır. Bir insana ‘pişman olma’ ve ‘kendisini eğitme’ imkânı tanımayan bu en ağır cezalandırma yöntemi, “Büyük bir hata yaptık” demekle telafi edilebilecek bir karar değildir. Suçsuz bir insanı Devlet eliyle öldürmek barbarca bir uygulamadır.

Bu konuda ABD’deki bağımsız, kar gütmeyen kuruluşlara da önemli görevler düşmektedir. Örneğin 1992 yılında kurulan “Innocence Project” hareketi bugüne kadar suçsuz yere mahkûm edilen 329 kişinin serbest kalmasını sağlamıştır. (4) Bunların 18’i idam edilmeyi bekleyen mahkumlardır. Serbest kalanların 28’i, daha ağır bir ceza almalarını engellemek için suçlu olduklarını kabul etmişlerdir. Şüphesiz ki adli veya teknik hatalarla, masum kişileri ölüm sırasına koymak geri dönüşü imkansız hatalara ve adaletsizliğe sebep olacaktır. Çok açıktır ki ölüm cezasının telafisi yoktur.

İdam cezasının savunanların en önemli iddiası idamın işlenen suç sayısını azaltacağıdır. Oysa bu düşünce son derece yanlıştır. Nitekim ABD’de idam cezasının kaldırıldığı eyaletlerde cinayetlerin sayısında bir artış olmamıştır.

ABD, idam cezasını kaldırma konusundaki çabalarıyla tüm dünyaya örnek olmalıdır. Politikacılar ve adli makamlar bu konuda sorumlu davranmalı, ölüm cezası Devlet tarafından desteklenen, teşvik edilen bir yöntem olmaktan çıkarılmalıdır.

Acil olarak yapılması gereken, BM çatısı altında idam cezası karşıtı bir program başlatılmasıdır. ABD yöneticilerine ve politikacılarına yakışan da, bu kampanyanın öncüsü olmalarıdır. Unutulmamalıdır ki suçu azaltacak olan ölüm cezası değil, eğitimdir. Hiçbir ölüm cezası yüksek vicdanın etkisinin yerini tutamaz.

  1. https://www.amnesty.org/en/what-we-do/death-penalty/
  2. http://www.deathpenaltyinfo.org/documents/FactSheet.pdf
  3. http://www.innocenceproject.org/about/faq.php
  4. Proje sayesinde kurtarılanlarla ilgili ayrıntılı bilgiye bu internet adresinden ulaşabilirsiniz: http://www.innocenceproject.org/the-innocent-and-the-death-penalty/

Adnan Oktar'ın EKurd Daily'de yayınlanan makalesi:

http://ekurd.net/capital-punishment-erased-world-2016-05-11

2016-05-11 22:39:56

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top