Tel Abyad bildiğiniz gibi değil!

 

Hatırlanacağı gibi Irak ve Suriye’deki karışıklıklara 4 yıl boyunca tepkisiz kalan koalisyon güçleri, geçtiğimiz yıl Kobani hedef alındığında hemen harekete geçmiş ve bölgede yetkili PYD/YPG güçlerine silah yardımında bulunmuştu. Aynı dönemde sınır komşusu Türkiye, sadece bir gün içinde 250’binden fazla Kobani’li Kürdü topraklarında misafir etmesine rağmen uluslararası camiadan şiddetli baskı görmüş, fakat Türkiye PKK terör örgütünün Suriye kolu olan PYD’ye silah yardımı taleplerini şiddetli tepki ile karşılamıştı. Aynı dönemde şu uyarıyı yapmıştık: Gerçekte bir terör örgütü olan PYD ve onun silahlı kolu olan YPG, Suriye’deki tüm silahlı gruplardan daha tehlikelidir; ABD, gelişen komünist terörist kalkışmanın farkında olmalıdır.

Bu uyarılara rağmen, geçirdiğimiz bir yıl, ABD ve koalisyon güçlerinin yaklaşımı konusunda pek bir şey değiştirmedi. Koalisyon güçleri, “IŞİD saldırısı var!” ikazını duydukları her an “tek bildikleri yöntem olan” havadan bombalama yarışına girdiler. Artık YPG, kendileri için tüm kapıları açan kilit parolayı biliyordu. İlerlediği her bölgede IŞİD’i bahane ediyor, koalisyon uçaklarına bölgeyi bombalatıyor ve bölgeyi bu yolla ele geçiriyordu. Uluslararası medyaya da olay bu şekilde yansıtılınca, tüm gelişmeler adeta bir zafer edasında yaygınlaştırılıyor; koalisyon saldırıları ile ölen siviller, YPG tehdidi altında kalmış olan yerli halktan bahis dahi edilmiyordu.

Şimdi aynı durum Tel Abyad bölgesinde gerçekleşmiş durumda. Türkiye’ye 15 bin mültecinin sadece bir günde geçiş yapmasını gerektiren durum ise bölgeye yönelik gerçekleştirilen YPG saldırısı. Yeniden IŞİD parolası kullanılmış, koalisyon uçakları bir kabus gibi Tel Abyad yerli halkının üzerine bombalarını bırakmış. İşin dikkat çekici yanı ise, bölgenin zaten son bir yıldır IŞİD’in kontrolü altında olması. Bölgede yeni olan tek şey, YPG’nin ve koalisyon bombalarının halka dehşeti yaşattırması.

IŞİD’in Suriye ve Irak sınırları içinde kullandığı şiddet kuşkusuz asla tasvip ettiğimiz bir durum değil. Fakat burada dikkat çekmek istediğimiz nokta, YPG’nin kendi zulmünü meşrulaştırmak için IŞİD kartını kullanması ve özellikle ABD’yi yanıltmaya çalışması. Vahim olan kısım ise, 100 yıldır bir Büyük Kürdistan’ı arzulayan ABD derin devletinin, bu senaryoya çok inanmak istemesi ve hedefinin gerçekleşiyor olduğunu zannetmesi.

Oysa Tel Abyad’dan Türkiye topraklarına kaçan zavallı halkın ifadeleri daha farklı. 8 çocuğuyla Türkiye’ye sığınan Halaf Derviş durumu şöyle özetliyor: “Orada hayat durdu. Koalisyon uçakları bombalıyor, canımızı kurtarmak için sınıra geldik. Bir Allah var, bir de Türkiye... Bizi kabul ettikleri için tüm yetkililere teşekkür ediyorum.” Tel Abyad’ın doğusundaki Sloud kasabasından kaçan Jelad ise: “Amerikalılar sivilleri öldürmez diyorlardı ama Slouk'ta insanlar ölüyor." diyor ve komşusu olan iki aileden 12 kişinin öldüğünü belirtiyor.1 Bölge Türkmenlerinden Jomah Ahmed ise YPG’nin gelip evlerine ve eşyalarına el koyduğunu, kişisel dökümanları yaktıklarını ve bölgenin kendilerine ait olduğunu söylediklerini belirtiyor ve ekliyor: “Bizi köyümüzü terk etmeye zorladılar ve ‘burası artık Rojova’dır’ dediler”.2

Aslında, Uluslararası Af Örgütü’nün Sincar raporunda PKK’nın bölgede işlediği suçlar kapsamlı olarak ortaya konmuştu. Buna göre, PKK’nın kendi militanlarıyla Arap köylerine girdiği, IŞİD’e destek vermekle itham ettiği köylüleri kadın çocuk demeden öldürdüğü, köy meydanında topladığı erkekleri ailelerinin gözleri önünde infaz ettiği, karşı çıkanların ya tutuklandıkları ya da öldürüldükleri, tutuklanan kadınların büyük bir kısmından ise bir daha haber alınamadığı belirtilmekteydi. Türkiye topraklarında yaklaşık 40 yıldır terörist eylemlerini sürdüren, Irak’ta halka dehşet tattıran, Suriye Tel Abyad’da da aynı etnik temizliği başlatmış olan aynı Leninist terörist örgüttür; yani PKK’dır.

Şu anda bu terörist eylemlere gözünü kapamış olan koalisyon güçleri, doğrudan halkın üzerine yağdırdıkları bombalar ile bölgenin YPG eline geçmesini sağlamış oldular. YPG tarafından uzun zamandır planlanan üç Kürt kantonunun birleştirilip Türkiye sınırında bir PKK hattı oluşturulması hedefi ise böylelikle gerçekleştirildi. Türkiye sınırında, ABD yardımıyla bir komünist devlet inşa ediliyor ve bu komünist devlet sadece bölgeye değil, dünyaya dehşet saçmayı ve Stalin modeli komünist sistemi geri getirmeyi hedefliyor. Bu aşamada sormak lazım: Acaba ABD geçmişte Vietnam’da, Kore’de ne uğruna savaştı? Sovyet Rusya ile soğuk savaşın amacı neydi? Varını yoğunu komünizmle mücadeleye adamış olan ABD, oldukça tehlikeli bir komünist devleti kendi elleriyle inşa edecek kadar tüm ideallerini yitirdi mi?

Umarız öyle değildir. Umarız ABD, kendisini de tüm dünyayı da cehenneme çevirecek bir senaryoyu emek emek inşa etmiyordur.

Buradan YPG’ye yönelik şu hatırlatmayı yapalım: IŞİD pek çok farklı gruba şiddete yönelik eylemler gerçekleştiriyor olabilir. Fakat temelde en büyük hedefleri, tıpkı Kobani saldırılarında olduğu gibi komünist ve dinsiz gördükleri PKK (YPG) militanları olmuştur. Dolayısıyla şu anda güzergahını Hama, Humus, hatta Şam’a yönlendirdiği bilinen IŞİD’in ani bir manevra ile YPG’ye ait söz konusu bölgeleri hedef alma ihtimali yüksektir. Böyle bir durum karşısında ise Kobani’de olduğundan daha vahim bir manzara ile karşılaşmak mevzu bahis olabilir. Bu gerçekler dikkate alınarak YPG militanlarının acilen bölgeyi boşaltmaları, bölgeden kaçmaları ve Özgür Suriye Ordusu gibi ılımlı gruplara bölgeyi bırakmaları daha akılcı olacaktır.

ABD ve koalisyon güçlerine önerimiz ise, sınırdaki PKK tehlikesi konusunda, bu hususta oldukça tecrübeli olan Türkiye ile birlikte bir değerlendirme yapmaları, asıl olarak PKK’nın ne olursa olsun yeni bir Kuzey Kore inşa etmekte kararlı olduğunu anlamalarıdır. PKK, komünist dünya devleti hedefine ulaşıncaya kadar tüm ittifaklarını ve şiddet yöntemlerini kullanacaktır. ABD dikkat etmelidir: Türkiye’de yolu tıkanan PKK, bunu Suriye’de uygulamaya koymuştur; üstelik ABD’nin yardımı ile...

1. http://www.bbc.com/turkce/basinozeti/2015/06/150615_basin_ozeti

2. http://www.mcclatchydc.com/2015/06/13/269821/ethnic-cleansing-charged-as-kurds.html#storylink=cpy 
 
Adnan Oktar'ın Arab News'de yayınlanan makalesi:
 
2015-06-24 15:04:04

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top