< <
1 / total: 6

Giriş

Küçük bir çocuk ırk ayrımını, nefreti, öfkeyi; dininden, kültüründen, milletinden dolayı insanları sınıflandırmayı, insanlara zulmetmenin mantığını bilmez; çünkü her çocuk sevgi fıtratıyla doğar. Nefret, sonradan öğrenilen bir beladır; şeytanın bir tuzağıdır. Şeytan, insanın nefsindeki zayıf noktaları kullanarak ona hayatının her aşamasında az veya çok nefret etmeyi öğretir. Başlangıçta sadece sevmeyi ve fedakarlık yapmayı bilen masum çocuk, zaman içinde kendisine öğretilen nefret hissiyle sevgisizleşir, ruhsuzlaşır, yaşama sevincini kaybetmiş bir varlığa dönüşebilir. Ne acıdır ki şu anda dünya, büyük ölçüde sevgisiz insanların hakimiyeti altındadır.

Bunun bir sebebi vardır: Bu dünya hayatı, bir imtihan alanı, iyilerle kötülerin ilmi anlamda mücadele yeridir. İşte bu nedenle Allah, tarih boyunca peygamberler göndermiş, bunun karşısında da sürekli kötülüğü yaymaya çalışan deccaller olmuştur. İçinde bulunduğumuz ahir zaman ise özel bir zamandır. Dünyanın son kurtarıcısı olan Hz. Mehdi (as)'ın (Kral Mesih-Moşiyah) zuhur vaktidir. İşte bu dönem, deccalin sinsi mücadelesini yoğunlaştırdığı, Mehdi taraftarlarını kendince yenilgiye uğratmak için çaba gösterdiği bir dönemdir. Bunu gerçekleştirebilmek için deccal, insanları en önemli hayat damarlarından vurmaya, onları sevgiden uzaklaştırmaya çalışmaktadır.

Deccal, insanları sevgisiz, ruhsuz ve nefret dolu hale getirmek üzere yola çıkmış; samimi iman edenler dışında da bu sözünü yerine getirmiştir. Fakat artık son söz, Hz. Mehdi (as)’ındır.

Deccal ve onun sistemi, mutlaka yenilgiye uğratılacaktır. Ahir zaman, deccalin tüm tuzaklarının bozulacağı ve deccaliyetin tamamen yok edileceği zamandır. Deccalin oluşturduğu korkunç sevgisiz sistem sona erecek ve Allah'ın istediği ve beğendiği sevgi ve muhabbet ortamı dünyaya yayılacaktır. Yüce Rabbimiz bunu, Hz. Mehdi (as)'ı vesile ederek yapmak istemektedir. İşte bu nedenle Hz. Mehdi (as) taraftarı olan tüm sevgi insanları, buna ortam hazırlamak için her zamankinden daha fazla çaba içinde olmalıdırlar.

Sevginin özü, bizlere Kutsal Kitaplarla tanıtılmıştır. Kuran'da, Tevrat'ta ve İncil'de, kainatın sevgi temeli üzerine yaratıldığını sürekli olarak görürüz. Sevgi, Allah'tan bir nurdur. Kalplerin, bedenin, ruhun en büyük ihtiyacıdır. Allah'ın yarattığı güzellikleri görebilmenin bir anahtarıdır. Allah'ı anlayıp takdir edebilmenin bir yoludur. Dünyadaki imtihanın sırrı, sevgiyi kavramakla anlaşılabilir. Deccali sistemi yenebilmenin yolu ise, ancak ve ancak, sevgi insanlarının ittifakıyla mümkündür.

İşte bu nedenle Kutsal Kitaplarda Rabbimiz'in sevgi çağrısına dikkat vermek gerekmektedir. Yüce Rabbimiz, Kuran'ı "kendisinden önceki kitapları doğrulayıcı olarak gönderdiğini" belirtmektedir. Bu gerçeğin vurgulandığı ayetlerden bir tanesi şöyledir:

O (Allah), sana Kitab’ı hak ve kendinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi. O, Tevrat'ı ve İncil'i de indirmişti. (Al-i İmran Suresi, 3)

Kuran'da sevgi övüldüğü gibi, Kuran'ın doğruladığı önceki kitaplar olan Tevrat ve İncil'in korunmuş bölümlerinde de sevgi yüceltilmekte ve teşvik edilmektedir.

Okuyacağınız bu kitapta Tevrat'ın değişmeden kalmış bölümlerinde yer alan, Kuran ile mutabık çeşitli Tevrat pasajlarından faydalanma imkanı bulacaksınız. Bilindiği gibi Tevrat'ın bazı bölümleri, hiç değişmeden günümüze kadar gelmiştir ve Allah'ın sözü olması nedeniyle Kuran ile oldukça benzer bölümler içermektedir. Dolayısıyla okuyacağınız bu bölümler, içerdiği hikmet ve zenginlikten de anlaşılacağı gibi, Yüce Rabbimiz'in sözüdür.

Vicdanını kullanan iyi insanlar, bu sözlerin gösterdiği anlamı düşünmeli ve sevgiyi yaşamak ve sürekli ayakta tutabilmek için iyilerle daima ittifak içinde olmalıdırlar. Deccalin oyununu bozmalı, deccal nefreti körükledikçe, sevginin taraftarı olarak ön plana çıkmalıdırlar. Allah'ı sevmenin güzelliğini kavramalı ve yanlış inanç sistemlerini ilmi olarak yok ederek, Allah aşığı topluluklar meydana getirmelidirler. Unutulmamalıdır ki, gerçek Allah sevgisini yaşayan az sayıda insan bile, dünyayı değiştirmeye yeterlidir. Kuşkusuz tüm güç, Yüce Allah'a aittir.

Göklerde ve yerde ne varsa tümü Allah'ındır. Allah, her şeyi kuşatandır. (Nisa Suresi, 126)

ADNAN OKTAR: Allah Kuran'da, İncil ve Tevrat tamamen geçersiz demiyor. Kuran, İncil ve Tevrat konusunda hakemlik yapıyor. İncil ve Tevrat'ın Kuran'a uygun bölümleri geçerlidir. Tevrat Mehdi'yi binlerce yıl önce çok detaylı anlatmıştır. Müslümanların İncil ve Tevrat'ı da okuması, onların hakkında bilgi sahibi olması gerekir. İncil ve Tevrat'ın Kuran'a uygun bölümleri geçerlidir. (Adnan Oktar'ın 12 Şubat 2017 tarihli A9 TV programından)

Tevrat ve İncil'in bozulmamış hükümleri geçerlidir ve bir çok Kuran ayetinde Tevrat ve İncil'e gönderme vardır. (Adnan Oktar'ın 17 Şubat 2017 tarihli A9 TV programından)

 

1 / total 6
Harun Yahya'nın Tevrat'ta Kuran'a Uygun Sevgi Sözleri kitabını online okuyabilir, facebook, twitter gibi sosyal ağlarda paylaşabilir, bilgisayarınıza indirebilir, ödev ve tezlerinizde kullanabilir ve siteyi referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin site ve bloglarınızda yayınlayabilir ve kopyalayıp, çoğaltabilirsiniz.
Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top