Türk-İslam Birliği'nin önemli bir adımı: Müslümanların kardeşlik duygularının pekişmesi

SAYIN ADNAN OKTAR'IN AL-BAGHDADI TELEVİZYONUNA YAPTIĞI AÇIKLAMA
 
"Ben Ehli Sünnet mezhebine mensubum, Hanefiyim. Fakat Şii kardeşlerimi, çok takva, çok mükemmel buluyorum. Çok iyi insanlar olarak buluyorum. Halis müslümanlar olarak buluyorum. Aynı şekilde vahabi olan kardeşlerimi de son derece takva, son derece dindar, dini çok güzel yaşayan insanlar olarak görüyorum. YANİ SANKİ BİZ BİR OKULUN TALABELERİ GİBİYİZ. AMA AYNI OKULUN TALEBESİYİZ. YANİ AYNI AMACA HİZMET EDİYORUZ. ÇÜNKÜ ALLAH’IMIZ BİR, KİTABIMIZ BİR, KIBLEMİZ BİR. AYNI PEYGAMBERE İNANIYORUZ. HER ŞEYİMİZ AYNI. SADECE TAKVADA YARIŞMA VAR. TAKVADA YARIŞIYORUZ. ONUN İÇİN, MEZHEP AYRIMI NEDENİYLE MÜSLÜMANLARA KARŞI MESAFELİ OLMA TAM BİR FİTNEDİR. Samimi müslümanın aslı yapmayacağı bir şeydir. Yani ben bakıyorum mesela Şii kardeşlerime son derece takvalar, Vahabi kardeşlerime bakıyorum son derece takvalar, ne demek mezhep ayrımı? Ne demek onları garipsemek? Çok çok acayip bir şey bu. Ancak, Müslümanlar takvada yarışabilirler. Kuran’da belirtiyor Allah, takvada yarışma vardır. Takvada yarışırız, ama hepsi candan sevdiğimiz mükemmel Müslüman olan kardeşlerimizdir." (29 Haziran, 2008)


Allah Kuran'da Müslümanların kardeş olduklarını ve birbirlerine kurşunla kaynatılmış gibi yakın olmaları gerektiğini bildirmiştir. Bir Müslüman diğerinin -düşüncesi, dili, ırkı ne olursa olsun- kardeşidir. Dolayısıyla tüm Müslüman toplumların birbirine bakış açısı ve yaklaşımı da bu şekilde olmalıdır. Elbette, Müslüman toplumlar arasında çeşitli gelenek ve düşünce farklılıkları olacaktır, ancak bu farklılıklar asla birer ayrılık konusu değildir. Tam tersine Müslümanların kültürel zenginliği ve çeşitliliğidir. Her Müslüman bir diğerine anlayışla yaklaşmakla, sevmekle, onu koruyup kollamakla, hakkında hüsnü zanda bulunmakla, her koşulda destek olmakla sorumludur. Bu sorumluluk hem Kuran ahlakının gereği hem de Peygamberimiz (sav)'in vasiyetidir. Allah'ın izniyle Allah'ın emrettiği ahlak tam yaşandığında, günümüz İslam dünyasında yaşanan ve ayrılıklardan kaynaklanan tüm sorunlar doğal olarak ortadan kalkacak, tüm İslam alemi hem manen hem de madden çok güzelleşip zenginleşecektir.

Sayın Adnan Oktar, gerek ilmi çalışmalarıyla gerekse yaptığı açıklamalarla Müslümanları birbirlerini sevmeye, dost ve kardeş olmaya teşvik etmekte, birbirlerine güzel yönlerini göstermekte, bakış açısının nasıl olması gerektiğini detaylıca açıklamaktadır. Sayın Oktar'ın bu teşvikleri, İslam dünyasında çok olumlu bir etki uyandırmakta, çok güzel gelişmelerin yaşanmasına vesile olmaktadır. Sayın Adnan Oktar'ın yaptığı açıklamaları hemen takip eden yakın bir süre içinde, hem Şii hem de Sünni toplumlarda kardeşlik ve birlik sesleri yükselmeye başlamış, İslam alimleri biraraya gelerek "Müslüman dünyasının birlik olması" gerektiğinin önemini vurgulayan deklarasyonlar yayınlamışlardır. Allah'ın izniyle, Sayın Adnan Oktar'ın da konuşmalarında müjdelediği gibi, bu güzel gelişmeler gün geçtikçe daha da artacak ve yakın gelecekte İslam dünyası Şiisiyle, Sünnisiyle, Vahabisiyle, Alevisiyle bir bütün olacaktır.



Time Türk İnternet Haber Sitesi, 17 Ekim 2008




SAYIN ADNAN OKTAR'IN VAKİT GAZETESİYLE RÖPORTAJINDAN BİR BÖLÜM

Adnan Oktar: İşte her şey hayra güzelliğe gidiyor inşaAllah. MÜSLÜMANLAR BİRBİRLERİNİ ÇOK SEVSİNLER, KORUYUP KOLLASINLAR, cemaat ayrımı şu bu falan olmasın. Özellikle böyle cemaat ayrımı yahut böyle grup ayrımlarında abartılı hareketlerin olmaması çok önemli, YANİ TEK BİR DÜŞÜNCEDE TOPLANILMASI ehli sünnet inancı olan Müslümanların, HATTA Şİİ DE OLSA FARK ETMEZ CAFERİ DE OLSA FARK ETMEZ. HERKESİN KURAN ETRAFINDA TOPLANIP, PEYGAMBERİMİZ (sav)'IN SÜNNETİ ETRAFINDA TOPLANIP, TEK BİR VÜCUT OLMASI ÇOK HAYATİ İNŞAALLAH.

Vakit Gazetesi:  Böyle bir ayrılık görmüyorsunuz ama yani.. görüyor musunuz öyle bir şey?

Adnan Oktar: Müslümanlar içerisinde? Yani az da olsa zayıf da olsa var onun da kalkması gerekiyor. Yani dünyada görüyoruz biz, Sünni Şii ayrımı yani gerçi tavanda öyle bir konu yok, ama zeminde öyle bir konu varmış gibi oluyor. Ama zamanla bunun üstüne üstüne gidilmesi bununla ilgili yazılar yazılması, konuşulması mesela Şİİ, CAFERİ KARDEŞLERİMİZLE OTURUP SOHBET EDİLMESİ, BİZ KARDEŞİZ BİRLİKTEYİZ, BERABERİZ MESAJININ VERİLMESI, ÇOK ÖNEMLİ. (25 Mayıs 2008)



Radikal Gazetesi, 13 Ekim 2008
KKTC Eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş: İstiklal Savaşı'nı Alevi-Sünni, Türk-Kürt hep birlikte verdik. TEK BİR ALLAH VAR, HEPİMİZ İNANIYORUZ. HAZRETİ MUHAMMED ELÇİSİ, PEYGAMBERİMİZE İNANIYORUZ. O HALDE NEDİR BU AYRILIK?

Dünya Ehli Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun: BİZ ALEVİ-SÜNNİ AYRIMINI KABUL ETMİYORUZ. Bir inanç doğru bilinirse insanlığın kurtuluşudur. Bir inanç yanlış bilinirse felakettir. İYİ BİR ALEVİ, İYİ BİR SÜNNİDİR. İYİ BİR SÜNNİ İYİ BİR ALEVİDİR.

Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu: Önyargılardan kurtulmalı, FİTNE TOHUMU YEŞERTENLERE KARŞI BİRLİKTE DURMALIYIZ.

Milliyet, 13 Ekim 2008
Dünya Ehli Beyt Vakfı'nın merkezinin açılış töreninde verilen kardeşlik mesajları son derece önemlidir. Sayın Adnan Oktar da, bundan kısa süre önce ayrılık konusunun üzerine gidilmesinin, Sünni, Alevi, Caferi, Şii her düşünceden önde gelenlerin biraraya gelerek, "Beraberiz, kardeşiz, birlikteyiz" mesajının verilmesinin çok hayati olduğunu açıklamıştır.


Zaman, 28 Eylül 2008




SAYIN ADNAN OKTAR'IN AL BAGHDADİ TELEVİZYONUNA YAPTIĞI AÇIKLAMA
 
"Sünni Şii ayrımı masonların bir oyunu öyle bir şey yok. O hem de çok akılsızca ve aptalca ve bu oyuna düşecek adamın normal Müslüman olduğuna da ben inanmıyorum. Şiiler son derece halis, muhlis, tertemiz sağlam Müslümanlardır. Sünniler de öyle son derece sağlam, tertemiz Müslümanlardır. Hiç birbirlerinden de farkı yoktur. Hepsi ehl-i Kıble’dir, hepsi aynı Allah’a inanır. Aynı peygamberi severler. Hepsine coşkun ve derin bir muhabbetim var. Ayrılık bir zorlama. Bu konuda benim nerede olduğum konusunda da ben zaten Hz. Ali’nin neslinden geliyorum seyidim. Hz. Ali benim dedem tabii ki de çok canım gibi seviyorum. Ve çok mübarek ve muhteşem bir insan. O insanların yaptığı her şeye hikmet ve hayır gözüyle bakmak lazım. Hazreti Ayşe’nin tavırlarına da, Hazreti Ali’nin tavırlarına da hepsine saygıyla bakmak lazım. Onları onlara bırakmak lazım. Allah’a bırakmak lazım. Ahirette inşaAllah hepsi cennetteler Allah’ın izniyle. Biz kardeşlik gözüyle bunları devam ettirmemiz gerekiyor..." (30 Nisan 2008)


Hürriyet, 13 Ekim 2008

2008-10-21 21:28:53

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top