Masumları kurtarmak

Çocuklar bu dünyanın en güzel nimetlerindendir. Her şeye pozitif gözlerle bakan, masum, erdemli, saf, çok tatlı varlıklardır. Onlar için herkes iyidir ve her şey keşfedilecek bir harikadır. Onlarsız bir dünyayı hayal etmek mümkün değil. Onların güzel yüzleri, ruhları ve neşeli kahkahaları olmayan bir dünya dayanılmaz olurdu. O kadar değerlidirler ki bir ortama girer girmez herkes onlara iltifat etmeli ve saygı ve takdiri ne kadar hak ettiklerini göstermelidirler.

Şüphesiz aklı başında her insan, bir çocuğun canının yanmasını değil görmek, hayal etmek bile istemez. Aynı şekilde, iyi ve vicdanlı her kişinin, çocukları korumak ve mutluluklarını sağlamak için elinde geleni yapacağına şüphe de yoktur. Bugünün dünyasında, bu konuda yapılacak çok şey var.

Bir UNICEF raporuna göre, iki ila dört yaş arasındaki dünya çocuklarının dörtte üçü 300 milyonu buluyor ve bu çocuklar psikolojik şiddet ve/veya bedeni ceza şeklinde aile içi şiddete maruz kalıyorlar. Her yedi dakikada bir, bir genç şiddet eyleminde ölüyor. Örneğin, yalnızca 2015 yılında 82.000 genç şiddet eylemleri neticesinde hayatını kaybetti.

Cinsel şiddet sorunun büyük bir parçası. Hem erkek hem de kız çocukları özellikle ergenlik sonrası son derece savunmasız durumdalar. Anketlere göre, son bir yıl içinde dünya çapında dokuz milyon genç kız (15-19 yaş arası) cinsel ilişki veya diğer cinsel eylemlere zorlandı.

Tahmin edileceği gibi, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki giderek şiddetlenen atmosfer, bölgedeki çocukları ve gençleri daha büyük bir risk altına sokuyor. Bu bölgelerdeki şiddet, diğer bölgelerin toplamından daha fazla sayıda gencin ölümüne neden oluyor. Dünya gençlerinin sadece %6'sı bu bölgelerde yaşasalar da, şiddetle ilişkili genç ölümlerinin %70'inden fazlasını oluşturuyorlar.

Çocuklara ve gençlere yönelik şiddetle ilgili ilginç bir husus; ABD'de İspanyol olmayan siyahi bir gencin, İspanyol olmayan beyaz bir gence kıyasla öldürülme olasılığının 19 kat daha fazla olmasıdır. UNICEF'e göre "İspanyol olmayan siyahi gençlerin öldürülme oranı dünya çapında hesaplanırsa, Birleşik Devletler dünyanın en ölümcül 10 ülkesinden biri olacaktır".

Kuşkusuz bunlar çok rahatsız edici rakamlar. Çocuklar dünyamızın en savunmasız bireyleridir. Onların asıl hak ettiği mutluluk, rahatlık, sevgi, merhamet ve korunmadır. Onlar düşmanlık, saldırganlık ya da şiddet yaşamamalıdırlar.

Sorunun bir başka yönü, çocukların karşılaştıkları şiddetin tehlikeli sonuçlarıdır. Bilim insanlarına göre, yaşamın ilk 1000 gününde oluşan hayati nöral yollar, gelişmekte olan beyni şekillendiriyor. Ne var ki, bu bağlantıların sağlıklı gelişmesi için bir çocuğun yeterli beslenme ve stimülasyon yanında, şiddetten korunmaya da ihtiyacı bulunuyor. Araştırmalara göre, travmatik olaylara maruz kalınması aşırı derecede stres oluşturabiliyor ve bu da vücudun stres tepki sisteminin aktif kalması anlamına geliyor. Bu da, erken formasyon yıllarında beynin yapısını olumsuz bir şekilde değiştirebiliyor. Başka bir deyişle, şiddet gören çocukların uygun sosyal/duygusal gelişimi elde etme ihtimalleri çok daha düşüktür. Şüphesiz, bu dünyanın geleceği için büyük bir tehdittir. Karşılaştıkları tehlikeler ne kadar büyük olursa olsun, bu güzel varlıklar kendilerini savunacak durumda değiller. Bu nedenle, onları korumak bizim görevimizdir.

O halde bu rahatsız edici eğilimi durdurmak için ne yapılabilir? Çocuklara yardımın güvenli ülkelere sığınmalarını sağlama şeklinde yapılabileceği çatışmalara maruz kalmış bölgeler dışında, sorunu en azından hafifletecek pek çok somut adım atılabilir. Tüm diğer alanlarda olduğu gibi, eğitim ve farkındalık oluşturma büyük ölçüde yardımcı olabilir. Hükümetler ve STK'lar çocuklar ve yetişkinler için kapsamlı kampanyalar düzenleyebilir. Ebeveynler, çocuk gelişimi ve şiddet içermeyen disiplin ve problem çözme yöntemleri konusunda eğitilirken, belirli yaştaki çocuklar, zorbalığa uğradıklarında veya kendilerini herhangi bir şekilde tehdit altında hissettiklerinde yetkililere başvurmak üzere eğitilebilirler.

Çocuklara yönelik şiddet kanunlarla ağır şekilde cezalandırılmalı ve yukarıda bahsedilen yetişkinlere yönelik kampanyalar bu tür eylemlerin sonuçlarını iyi vurgulamalıdır. Çocukları şiddete maruz bırakmaktan suçlu bulunanlar, sert caydırıcı cezalar ile cezalandırılmadan önce kamuoyu önünde küçük düşürülmelidir.

Genel olarak toplumun eğitilmesi ve çocukları korumaya özendirilmesi gerekiyor. Bir çocuğun istismar kurbanı olabileceğinden şüphelendiklerinde yetkilileri uyarmaları konusunda teşvik edilmeliler. Çocuklara tehdit ve tehlikelere karşı yardım edenler ve onları koruyanlar, cesaretleri nedeniyle yaygın şekilde tanıtılmalı ve ödüllendirilmelidir.

Yetkililer çocuğa yönelik bir tehdit fark ettiklerinde, ona en üst düzeyde koruma sağlamak için derhal harekete geçerken, şüpheli kişi tehditte bulunduğu için şiddetle cezalandırılmalıdır. Bu gibi durumlarda, silahlı bir polis memuru çocuğa refakat etmedikçe, saldırganın çocukla temas kurmasına hiçbir zaman izin verilmemelidir.

Güvenilir olduklarını doğrulayan çeşitli psikolojik ve fiziksel testlerden geçen gönüllülerin bir çocuğun vasisi olmakla görevlendirildiği bir vesayet sistemi kurulabilir. Ebeveynleri gücendirmeden, çocuk ile vasi arasında engelsiz bir bağlantı kurulmalı ve herhangi bir sebeple çocuğun güvende hissetmemesi ve ebeveynlerinden yardım alamaması halinde, çocuk derhal vasisine ulaşabilmelidir. Eğer ebeveynlerin rahatsız edici, saldırgan veya çocuğu koruma yükümlülüğünü yerine getirmede bir şekilde etkisiz oldukları ispatlanırsa, vasisi çocuğun zarar görmesini önlemek ve çocuğun refahını sağlamak için imkanı dahilinde yapabileceği her şeyi yapmakla hukuken yükümlü olmalıdır. Bu sistemin işleyişi ve uygulanabilirliği sürekli olarak izlenmeli, çocuğun vasisi zihinsel ve fiziksel sağlığı itibariyle düzenli olarak kontrol edilmelidir. Çocuğun ebeveynleri veya vasisi tarafından gördüğü muamelede herhangi bir sorun yaşamadığından emin olmak için de çocuk düzenli olarak kontrol edilmelidir.

Profesyonel hemşire ve sosyal hizmet uzmanları, özellikle çocukların kötü muameleye maruz kalabileceğini düşündükleri yüksek riskli evlere düzenli ziyaretlerde bulunmalıdırlar.

Okullarda zorbalığa asla müsamaha edilmemeli ve bu durum cezai bir suç olarak değerlendirilmelidir. Ayrıca, çocuklar birbirleri için zorba çocuklara karşı çıkma konusunda eğitilmeli ve teşvik edilmelidir. Çocuklara merhamet, yardımseverlik, özverili olmak, cesur olmak ve başkalarına karşı sevecen olmak gibi ahlaki değerlerin aşılanması çok önemlidir.

Çocuklar yardımımıza ve desteğimize ihtiyaç duyarlar: İnsanoğlu olarak kendilerini savunamayanları koruyup kollamak bizim görevimizdir ve bu aynı zamanda dünyanın geleceği açısından görevimizdir. Çocuklara yönelik şiddet eğilimine son vermediğimiz sürece, gelecekte dünyanın yöneticileri olacak sağlıklı ve akılcı kuşaklara sahip olma imkanı yoktur.

Adnan Oktar'ın Kashmir Reader (Hindistan) ve Riyadh Vision'da (Suudi Arabistan) yayınlanan makalesi:

http://kashmirreader.com/2017/11/16/saving-the-innocent/

http://www.riyadhvision.com.sa/2017/12/28/saving-the-innocent/

2017-11-18 04:27:05

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top