Afrika’daki Açlık Sorunu Kalıcı Çözümler Gerektiriyor

Dünyada adı açlık ile en fazla anılan bölgelerin -iklim koşulları nedeniyle tarım ve hayvancılık yapmanın oldukça zor olduğu- İskandinavya ya da Grönland değil de Afrika kıtasının olması oldukça düşündürücü.

Alman Deutsche Welle’nin internet yayını Şubat 2017’de “Somali’de açlık alarmı” başlığı altında “Yardım örgütleri kuraklık nedeniyle Somali'de alarm çanlarının çaldığı uyarısını yaptı” bilgisini verdi.[1] Anadolu Ajansı’nın internet sitesi ise konu ile ilgili olarak Mart 2017’de “Doğu Afrika'da milyonlarca kişi açlığın pençesinde” başlıklı bir haber yaptı. Haberin devamında BM verilerine göre, Doğu Afrika ülkelerinde 23 milyon kişinin gıda krizi nedeniyle açlıkla karşı karşıya kaldığı belirtilerek kıtlık ve açlık kaynaklı ölümlerin başlamasının bölge halkının geleceğiyle ilgili endişeleri arttırdığı belirtildi.[2]

Euronews ise “Afrika'nın 4 ülkesindeki açlık BM'nin yüzleştiği en büyük insani kriz” diyerek Güney Sudan, Somali, Yemen ve Nijerya'da 20 milyondan fazla kişinin açlık tehdidiyle karşı karşıya olduğunu kaydetti.[3]

Bu haberlerin tamamı içinde yaşadığımız yıla ait, yani Afrika’da açlık sorunu hala devam ediyor. Öyle ki Birleşmiş Milletler’in İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Stephen O’Brien uluslararası topluma harekete geçme çağrısında bulunma ihtiyacı hissetti. O’Brien durumun vahametini söyle dile getirdi:

“...Şu anda dört ülkede 20 milyondan fazla kişi açlık ve kıtlık tehdidiyle karşı karşıya. Ortak ve eşgüdümlü küresel bir çaba olmazsa bu insanlar açlıktan ölecek.”[4]

Tabi ki bu durum, belgesellerde Afrika’da koşturan ceylanları, balta girmemiş ormanları ya da Nil’in akıp giden sularını izleyen Avrupalı ve Amerikalıların pek çoğu için anlaşılabilir değil. Onlar için Afrika bereket dolu bir kıta. Son yıllarda medyaya yansıyan Çinli ya da Avrupalı firmaların Afrika’da tarım yapmak için toprak satın aldıkları ya da kiraladıkları haberleri de bu kanaati pekiştiriyor.

Ama Afrika gerçeği sanılandan çok farklı. İç savaş, terör, kuraklık ve insanların göçleri açlığı Afrika’nın müzminleşen bir yarası haline getirmiş durumda. O kadar ki Somali’nin başkenti Mogadişu’daki Banaadir Hastanesi’nde son iki ay içinde 47 çocuk açlıkla ilişkili hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetti. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF, Güney Sudan, Nijerya, Somali ve Yemen’in bazı bölgelerinde yüz binlerce çocuğun yetersiz beslenme, iç savaş ve kıtlık sebebiyle ölüm tehdidi altında olduğunu belirtiyor.

Somali'de durum endişe verici. Bilindiği gibi 2001’de Somali’de yaşanan kuraklık nedeniyle 250 binden fazla insan hayatını kaybetmişti. Bunun bir benzeri günümüzde de yaşanmak üzere. Yağışsız geçen yağmur mevsimleri geniş otlakları sadece birkaç cılız dikenli bitkiden ibaret, çorak arazilere dönüştürmüş durumda. Zaten yoksul olan halk elindeki son birkaç hayvanın ölmemesi için kilometrelerce yol kat edip hayvanlarını besleyecek birkaç parça ot arıyor. Ne var ki bu arayış çoğu defa başarısızlıkla sonuçlanıyor. BM keçi ve develerin ardı ardına öldüğünü bildirerek, Somalililerin yeni bir açlık krizi ile karşı karşıya olduğu uyarısını yapıyor.

Açlığın kuraklık ile bağlantılı olması değişen iklim koşullarını gündeme getiriyor ve tabi insan eli ile doğaya, atmosfere verdiğimiz zararları da. Örneğin Beş BM kuruluşunun başkanlarının ortaklaşa hazırladığı bir raporda El Nino’dan sonra gıda güvenliğinin Sahra Altı Afrika'nın bir bölümünde, güneydoğu ve batı Asya'da "sert bir şekilde bozulduğu” belirtiliyor.[5] Bu konuyla ilgili önlemler alınması Afrika’daki kuraklığa çözüm getirebilecek yöntemlerden biri.

Üzerinde çalışabilecek bir diğer çözüm ise yeni gıda kaynakları bulmak, tarım ve hayvancılığı acilen teşvik etmek. Bilindiği gibi birçok gelişmiş ülke, ırk ıslahı yöntemi ile et ve süt verimi artırılmış kuraklığa dayanıklı küçük ve büyük baş hayvan geliştiriyor. Bu hayvanların açlık bölgelerinde kısırlaştırılmadan kullanıma alınmalarının sağlanması da çözüm yollarından birisi olabilir.

Afrika’da açlıkla mücadelede en etkili uluslararası örgüt BM. Ne var ki Birleşmiş Milletler’in çözümleri genellikle zamana ve yere endeksli. Dolayısıyla net bir çözüm yerine açlık tehlikesi durumunda ilgili bölgeye yardımlar ulaştırılmaya çalışılıyor. Bu hali ile BM elinde bir kova su ile evinin çeşitli yerlerinde başlayan yangınları söndürmek için koşuşturan adama benziyor. Oysa sorunu sürekli bir kriz fonu oluşturarak çözmek pekâlâ mümkün. Birçok ülkenin doğal afetler için oluşturduğu kendi fonu var. Bunların bir benzeri de açlık vakaları için BM kontrolünde daimî hale getirilebilir.

Nitekim Almanya Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Bakanı Gerd Müller, Passauer Neuen Presse'ye verdiği demeçte bu konuyu ele almıştır. Müller, Birleşmiş Milletler'in konuyla ilgili olarak ‘ileri görüşlü ve koruyucu önlemler' almaya yönelik hareket etmesi gerektiğini vurgulamış, BM kurumlarının yeterli temel finansmanının olmamasının ve yaşanan her açlık krizinde mali destek istemelerinin ise ‘kabul edilemez' olduğunu savunmuştur.[6]

Bütün bunlar çözüm olabilir ancak Afrika’da öncelikle büyük çaplı ve acil bir insani yardım kampanyası yapılması hayati önem taşıyor. Ayrıca gelecekteki kuraklıkların olumsuz etkilerini kontrol altında tutabilen sağlam devlet kurumlarının inşası ve sürdürülebilir bir kalkınma stratejisinin hayata geçirilmesi de gerekiyor.

Afrika kıtasındaki kuraklıkların kıtlığa dönüşmesine engel olacak mekanizmalar ve çözüm üreten devlet kurumları oluşturulması elbette ki birkaç ülkenin çözeceği bir sorun değil. Bunun için güçlü ekonomiye sahip Körfez İşbirliği Konseyi üyelerine (Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman ve Bahreyn) büyük görev düşüyor. Özellikle Batı ülkeleri başta olmak üzere uluslararası kamuoyunun da bu ülkelere destek vererek, yardım çalışmaları ve kalkındırma konusunda birlikte hareket etmeleri sorunun daha fazla kayba yol açmadan çözülmesini sağlayacaktır.

 


[1] http://www.dw.com/tr/somalide-a%C3%A7l%C4%B1k-alarm%C4%B1/a-37721681

[2] http://aa.com.tr/tr/dunya/dogu-afrikada-milyonlarca-kisi-acligin-pencesinde/767187

[3] http://tr.euronews.com/2017/03/11/afrika-nin-4-ulkesindeki-aclik-bm-nin-yuzlestigi-en-buyuk-insani-kriz

[4] http://tr.euronews.com/2017/03/11/afrika-nin-4-ulkesindeki-aclik-bm-nin-yuzlestigi-en-buyuk-insani-kriz

[5] https://www.theguardian.com/global-development/2017/sep/15/alarm-bells-we-cannot-ignore-world-hunger-rising-for-first-time-this-century?CMP=share_btn_tw&utm_campaign=Twitter&utm_source=Link&utm_medium=AMS

[6] http://www.dw.com/tr/somalide-a%C3%A7l%C4%B1k-alarm%C4%B1/a-37721681

Adnan Oktar'ın American Herald Tribune'de (Amerika) yayınlanan makalesi:

https://ahtribune.com/world/africa/1979-hunger-in-africa.html

2017-10-29 19:40:42

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top