Sayın Adnan Oktar'ın 14 Ağustos 2017 tarihli sohbetinden önemli başlıklar

A9 TV, 14 Ağustos 2017

 

Bulunmuş 700 Milyondan Fazla Fosil Evrim Olmadığını İspat Ediyor. Bu Fosilleri Özenle Gizliyor, Halka Göstermiyorlar

Bir tek biz gösteriyoruz dünyada fosili evet. Dünyanın her yerinde fosil göstermek yasak. Hiçbir devlet gösteremiyor. 700 milyon fosili devletler saklıyor depolarında 700 milyon. Şu anda da depolarda saklanıyor. Hiçbir şekilde halka gösterilmiyor bu çok vahim. Bunu dilekçeyle bakanlığa soralım. Yurt dışında da neden gösterilmiyor, bunları her devlete soralım resmi olarak. Neden fosillerden korkuyorlar? Yaratılışı açıkça anlattığı için göstermek istemiyorlar. Allah’ın mucizesi, taşların içinde bütün canlılar kalmış normalde olmaz çürüyüp gider. Ama bütün canlıları Allah tutmuş kaybolmamışlar.

 

Şeyh Nazım Hazretleri 12 Ekim 2011’de yaptığı konuşmasında Türkiye’de şiddetli bir deprem olacağını söylüyor. Ayını da belirtiyor öncesinden “Muharrem ayında olacak” diyor. “Çok can kaybı olacak” diyor ve “Muharrem ayında olacak” diyor. “Bu yıl olacak” diyor 2011’de “Muharrem ayında olacak” diyor açık açık söylüyor vaktini. Van’da biliyorsunuz 7.2 şiddetinde depremde 600 kişi şehit olmuştu. Aylar öncesinden belirtiyor 2011’de yaptığı konuşmasında. Ayını da söylüyor “Muharrem ayında olacak” diyor. Göster.

ŞEYH NAZIM HAZRETLERİ’NİN 12 EKİM 2011’DEKİ SOHBETİ: “Arkadan gelecek bir sallantı var. Deprem var arkada. Dikkat etsinler. Muharrem’e kadar bir sallantı gelecek, Allah bilir. Bize bildirilen var, sallantı gelecek.”

Aynı dediği gibi Muharrem ayında 7.2 şiddetinde Van’da büyük bir deprem oldu biliyorsunuz. 600 kişi hayatını kaybetti şehit oldular, evler yıkıldı. Ama aylar öncesinden “Muharrem ayında deprem olacak” demesi Şeyh Nazım Hazretleri’nin çok büyük bir keramet.

 

(Sizin tavsiye ettiğiniz bir konu daha hükümet tarafından uygulamaya geçirildi. Siz bu yıl Nisan ayında hükümetimizin bir kadro tahsis ederek halkımızı korumak için ruhsatlı silahlı bekçiler bulundurması gerektiğini söylemiştiniz. İstanbul Emniyet Müdürlüğü 8 bin 320 adaydan 700’ünü seçti. 386 bekçi bu akşam ilk görevine çıkacak. İlk etapta polislerin eşliğinde, daha sonra kendileri sabaha kadar mahallelerde nöbet tutacaklar.)

Çok güzel yerinde bir hareket olmuş. Yayarak devam etsinler her yerde, Van’da, Bitlis’te, Diyarbakır’da her yerde bu olsun. Üç yıl önce söylemiştik nihayet oldu.

 

(Dün yine Muğla Bodrum’da 4.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. İnsanlar geceyi dışarıda geçirdiler. Bodrum’da yaşanan büyük depremin ardında bu bölge hiç durmadan sallanmaya devam ediyor.)

Evet, bir hayır vardır bir hikmetle oluyordur. O hikmeti belki önümüzdeki yıllarda belki önümüzdeki aylarda fark ederiz, inşaAllah. Yahut ileride söyleriz. Bir hikmeti vardır.

 

700 Milyon Fosil Canlıların Bir Anda Ortaya Çıktığı ve Değişim Geçirmediğini Yani Evrim Olmadığını Gösteriyor. Evrimi Gösteren Tek Fosil Yok

Evrim bilimsel bir iddia değil. Yani bir pagan dinidir. Her şeyin tesadüfler sonucu meydana geldiğine inanan eski Hititlerden, Urartulardan, Sümerlerden kalma bir putperest dinin kalıntısıdır. Lhamo ve Lahaul isimli tesadüf putlarının tesadüfler sonucu kainatı yarattığına inanırlar. Aynısını evrimciler söylüyor. O yüzden de diğer açılardan da olayı böyle değerlendirirsen daha akılcı neticeye varırsın. Bak 700 milyon fosil var hiçbiri evrimi göstermiyor hepsi yaratılışı gösteriyor. Evrimi gösteren tek bir tane fosil yok, bir tane. Hiçbir delil olmadığı halde bir insan evrime nasıl inanır? Darwinizm’e nasıl inanır? Bir protein bile tesadüfen olamaz mümkün değil. Dolayısıyla bir protein bile tesadüfen olamıyorsa nasıl evrim bütün bu kainatı, güzellikleri, insanları, hayvanları, bitkileri tesadüflerle yaratır? Bunun bir mantığı yok.

 

Tahkiki İmanı Ruhumuzu Seyrederek, Çevremize Bakarak, Beynin İçine Bakarak Elde Edebiliriz

Tahkiki imanı çevremize bakarak elde edebiliriz. Kendimize bakarak elde edebiliriz. Beynimizin içine bakarak elde edebiliriz. Ruhumuzu seyrederek elde edebiliriz. En güçlü beynin içine bakarak seyredebilirsin. Çünkü her şeyi beynin içinde gördüğün için, beyninin içindeki ekrana baktığında oradaki sanat nefesini kesecektir. Saatler, arabalar, apartmanlar, evler, buzdolapları bunları kim yaratmış bu ekranda diye düşündüğünde hemen Allah’ın varlığını bulursun. Buna tahkiki iman derler.

 

Kendisini Seyreden İnsan Allah'a Hayran Olur. Şiddetli Bir Allah Sevgisi ve Allah Korkusu Kazanır

İnsan kendisini seyretti mi zaten Allah’a da hayran olur, yarattıklarına da hayran olur. Şiddetli bir Allah korkusu ve şiddetli bir Allah sevgisi oluşur. Beynin içine baktın mı oradaki sanattan nefesin kesilir. Bak saatler, arabalar, otobüsler, evler, sokaklar, şehirler habire yaratıyor Allah ekranda.

 

(“Sizce Nuh’un gemisi nerede?” sorusuna cevap)

Nuh’un gemisi bulunduğu iddia ediliyor. Fakat o bölgeye giremiyoruz, askeri bölge girilemiyor. Onun için bir açıklama da yapamıyoruz. Nasıl olur bilmiyorum. Herhalde Mehdiyet devrini bekliyorlar. Ağrı Dağı’nda öyle bir yer var, öyle kalıntı da var. Ama o bölgeye girmek yasak.

 

Şeytanı Etkisiz Hale Getirecek Olan Taş Atılması Değil, Samimi İmanın Anlatılması ve Yayılmasıdır

Şeytan taşlama bir bidat. Kuran’da böyle bir ifade yok şeytanın neyini taşlayacaksın? Şeytan “ah kafam” falan demez. O kadar da avanak değil, karşında duracak sen de taşlayacaksın. Kaçar oradan niye oraya girsin? Dolayısıyla şeytan taştan falan etkilenmez. Şeytan imandan etkilenir, Kuran’dan etkilenir, samimiyetten etkilenir en rahatsız olduğu şey budur. Taştan hiç etkilenmez. Taşı gerekirse çatır çutur yer şeytan. Ona tatlı niyetine gelir. Dolayısıyla boş bir çalışma, Kuran’da olmayan bir çalışma ve bir bidat.

 

(Cumhurbaşkanı Erdoğan şehit Eren Bülbül’ün annesiyle görüştüğünü söyledi. “Az önce Eren’in annesiyle görüştüm, Rabbim rahmet etsin. Eren’in kaç kardeş olduğunu biliyor musunuz? 13 kardeşler ve bir tanesi Eren. Annesiyle görüştüğümde bana ‘en az 3 dediğinizde yanlış mı yaptım diye düşündüm’ dedi. Ben de ona ‘Olur mu? Sen Allah’ın Resulü’nün emrini yerine getirdin.’ Anneye bak anneye görüyor musunuz? Sen ne güzel bir annesin ki cenneti 13 evladınla teminat altına aldın” dedi. Eren kardeşimiz 10 yaşında annesine destek olmak için sırtında odun taşıyormuş. Fotoğraf vardı.)

Ağabeyinin kuzusu ağabeyinin canı. Şimdi de cennet bahçelerinde. Odun taşırken bir sevap kazandın, şehadetle en yükseğe çıktın. Şimdi de cennet bahçelerindesin. İmreniyoruz biz sana dünya tatlısı, maşaAllah sana.

 

(67 kiloda dünya tekvando şampiyonu olan Nur Tatar evlendi. Ve evlilik törenine Cumhurbaşkanı Erdoğan da Emine Hanımefendi’yle birlikte katıldı. Son zamanlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece tesettürlü hanımların düğünlerine katılması eleştiri konusu oluyordu. Ancak Nur Tatar’ın açık hanım olması nedeniyle sosyal medyada Cumhurbaşkanı Erdoğan tebrik edildi.)

Tayyip Hocam bizden, Tayyip Hocam aslan, Tayyip Hocam modern delikanlı, Tayyip Hocam Avrupai, Kuran Müslümanı, sahabe ahlaklı bir insan. İngiliz derin devletinin bütün oyunlarını bozan bir yiğit. Çok güzel yapmış. Tamam biz gelenekçi Ortodoks kardeşlerimizin de inançlarına saygılıyız, dengede tutacağız fakat bütün dünyanın modern olduğunu görüyoruz biliyoruz, Kuran’ın hak olduğunu biliyoruz. Kuran’da da böyle bir yasaklamanın olmadığını herkes bilir. Böyle bir yasak yok. Dolayısıyla kardeşlerimizin inancına saygımız var, fakat onların da Kuran’a saygısı olsun. Tayyip Hocam da çok güzel kibar bir tavır göstermiş tebrik ediyorum.

 

(Sayın Devlet Bahçeli konuşmasında, “Türkiye’nin beka mücadelesi verdiği bu zaman aralığında siyasette kavga ve kutuplaşma arayışında olan kim varsa art niyetlidir ve dikkatle izlenmelidir. İktidar partisiyle MHP arasında gerilim üretmeye nifak saçmaya çabalayanlar bugünkü nazik dönemde kriptocu damarın son tortularıdır. Bilinmelidir ki mevzubahis konu kutlu ve tarihsel varlığımızın müdafaasıdır. MHP iç ve dış mihraklara karşı verilen samimi mücadelede devletiyle ve seçilmiş meşru hükümetle beraberdir” dedi.)

Devlet Bey’in şahane bir üslubu var nasıl oluyor bu, maşaAllah. İlhamla söylüyor. Her seferinde muhteşem açıklamaları çok güzel. Böyle padişah fermanı gibi hokka gibi oturtturuyor, şahane konuşuyor. Tayyip Hocam’ın da konuşmaları son zamanlarda çok güzel. Ama şu son jesti çok mükemmel. Bak o dekolte gelinin, dekolte hanımın düğününe gitmesi, nikahına gitmesi mükemmel. Çok çok güzel yapmış. Tayyip Hocam hem Avrupalıdır, hem Asyalıdır, hem Ortadoğuludur. Modern delikanlıdır Tayyip Hocam, kabadayıdır, yiğittir, aslandır, sahabe ahlakını savunur, Kuran ahlakını savunur. Hanefi’sini, Hanbeli’sini sevdiği gibi Şii’sini, Alevi’sini de sever, Vahabi’sini de sever bütün Müslümanları kucaklar. Niye? Mehdi meşrep de onun için. Niye? Mehdiyet ruhunun içinde de onun için. Doğru yolda, Allah bereketini artırsın daima destekleyeceğiz şahsını, partisi beni ilgilendirmiyor açıkça söylüyorum, şahsı beni ilgilendiriyor. 

 

İstanbul Mehdiyet Şehridir. Mehdiyet Şehri Olduğu İçin Zıt Kuvvetlerin Olduğu Bir İldir

İstanbul’da her türlü adam var, her türlü insan var. Evliyası da İstanbul’da, deccalı da İstanbul’da, münafığı da İstanbul’da, müminatı da İstanbul’da. İstanbul Mehdiyet şehri olduğu için zıt kuvvetler olur. Bizim arkadaş grubumuzda da oluyor mesela münafıklar çıkıyor. Önceden de hatta halk tahmin de ediyor onların münafık olacağını, oluyor. Ama İstanbul için de bunun geçerli olduğunu bilmek lazım. Ve bütün İslam alemi için de geçerli olduğunu bilmek lazım.

 

(“Kuzey Kore lideri hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna cevap)

“Allah’ın insanları diğer insanlarla def etmesi olmasaydı” diyor, “dünya fesada uğrardı.” diyor. Kabadayılık yapan ülkelere Allah işte öyle kabadayılar yaratıyor. Meşru bir kabadayı değil ama gayrimeşru bir kabadayı gibi görünüyor üslubu açısından. Fakat mesela Amerika gariban ülkelere sürekli kafa tutuyordu. Irak’a, Suriye’ye her yere. Amerikan derin devleti. Bak Kuzey Kore en küçük devlet, hepsine meydan okudu Amerika’ya. Gıklarını çıkaramıyorlar. Yani Amerika’yı, İngiliz derin devletini daha Türkçesi, acayip aşağılamış oldular ve küçük düşürdüler. Hiç güçleri yetmiyor. Mesela her ülkeye diyorlar: “Sakın atom bombası yapmayın.” İran’a diyorlar: “Sakın atom bombası yapmayın, darmadağın ederiz.” falan. Kuzey Kore’ye de demişlerdi: “Yapmayın.” diye. Onlar da dedi ki: “Biz yaptık.” dediler. “Olmaz.” dediler. “O zaman alacağız.” dediler. “Gel de al.” dedi. “Şimdi bomba denemesi yapacağım.” dediler. “Yeri göğü katarız birbirine.” dediler. Gitti hidrojen bombası patlattı. Şimdi roket denemesi yaptı. “Onu da istemiyoruz.” dediler, onu da yaptı. Amerika ne derse aksini yapıyor. Yani bu Amerika’nın, İngiliz derin devletinin yani Amerika’daki yapılanma olan İngiliz derin devletinin defalarca aşağılanmasıdır bu, rezil edilmesidir.

 

Allah Zenginliği Malın Dağıtılması İhtiyaç İçinde Olanların Korunup Kollanması İçin Vermiştir. İslam'a Göre Zenginlik Bir Elde Birikmez

Zenginlik herkese dağıtılan bir nimet olarak Kuran’da kabul ediliyor. Allah bir kişide toplanmasın diyor. Dağıtın diyor, yani sahah üzere dağıtın diyor. Haram kılmış Allah paranın kapitalin belirli noktalarda toplanmasını Allah yasaklıyor. İnşaAllah velayet sistemi geldiğinde, Hz. Mehdi (as) zahir olduğunda göreceksin herkes zengin olacak. Çünkü silah fabrikaları kapanacak, anarşi terör bitecek. Anarşiye teröre, silaha ayrılan para, yiyeceğe, içeceğe, ihtiyaçlara ayrılacak inşaAllah.

 

(“Neden İstanbul’da yaşıyorsunuz?” sorusuna cevap)

İstanbul İmam Mehdi (as)’nin şehri. İsa Mesih’in ziyaret edeceği bir yer. Hz. Hızır (as)’ın mekanı sık sık geldiği bir yer. Deccaliyetin en azgınları buradadır. Münafıkların en azgınları buradadır. İmam Mehdi (as) buradadır, Mehdi talebeleri buradadır. Hz. Hızır (as) buradadır, Hızır’ın talebeleri burada. Yani ağırlıklı olarak Hz. Hızır (as) İstanbul’u o yüzden “İstanbul’dan Bediüzzaman ben çıkmam” diyor. Sen çıkmazsan biz de çıkmayız Said Nursi Hocam. Senin bir bildiğin var ki biz de ona uyuyoruz. İnşaAllah.

 

(“Ruhun cinsiyeti var mıdır?” sorusuna cevap)

Kadının ruhunda kadın tecellisi vardır, erkeğin ruhunda da erkek tecellisi vardır. Bu değişmez. Bedenle alakası yok. Ruh Allah’ın ruhudur. Orada tecelli olarak Allah her ruha ya kadın yahut erkek tecellisi verir.

 

Temizlik Cennete Özlemin Bir Tecellisidir

Tabii ki mikroba ihtiyacımız var ama temizlik bize cennet duygusudur, cennetten kalma bir içgüdüdür. Cennetten gelenler hep temiz olmak isterler. Çok rahatsız olurlar kirden. Yani mikroptan kaynaklanan bir şey değil o, cennet içgüdüsünden kaynaklanıyor. Ama mikrobun da şakası olmaz. Özellikle sarılık, A,B ve C rahatça bulaşabilir, çok tehlikeli.  O yüzden her yiyeceği mutlaka iyice yıkamak lazım. Elimizi yıkamadan yemek sakın yemeyelim. Yerden bir şey alıp yemek falan da bu da çok tehlikeli olur. Meyveleri de yıkamadan yemek çok tehlikeli olur.

 

Tebliğ Yapan İnsanın Pozitif, Dürüst, Samimi Hali En Güzel Tebliğdir. Tevazuyla Yapılan Anlatım Etkilidir

İlk eğer ateistse selamla başlamak olmaz tabii merhaba dersin yani selam rahatsız edebilir. Çünkü gelenekçi Müslümanlar gevrek gevrek esselamu aleyküm diyorlar ya böyle adamlar gıcık olur yani. O karakterlerine gıcık olduğu için selama gıcık olmaz da, onu hatırlattığı için rahatsız olurlar. Merhaba demek, iyi günler demek buna benzer bir şey iyi olabilir. İslam’ı tam kavradıktan sonra selam demek gerekir. Ama bazen de olabilir. Üslubuna göre onun ruh haline göre olabilir. Genellikle dost olmak çok önemli, önce dost olmak faydalıdır. Sendeki müspet hali gördüğünde, olumlu ve akılcı hali gördüğünde, Müslüman olduğunu da anlarsa doğal olarak Müslümanlığı sever. Yoksa seni tenzih ederim, sen kuzu gibi tertemiz insansın, büyüklük taslayarak, enaniyet taslayarak anlattın mı adamın bütün cinleri tepesine çıkar. Ve çok rahatsız olur ve bir daha görüşmek istemez.

 

Bir Çocuk Kaybolduğunda Tüm Mahallenin Tüm Kurumların Ayağa Kalkması Gerekir, O Çocuk Bulunana Kadar O Şehir Ayakta Olmalıdır

Adam tecavüz ediyor, çocuğu da öldürüyor şehit ediyor, sen adamı müebbet edersen adamın zaten hoşuna gidiyor, öyle bir derdi yok ki müebbet. Yatar yani, orada tavla oynuyor. Orada da homoseksüel ilişkiye falan giriyor. Ahlaksızlık yapıyor, kavga yapıyor, yani hayvan gibi onlar anlamaz adam. Yani sen cezanın ağırlaştırılmasından bahsediyorsun, ağırlaştırsan ne yapacaksın yani? Assan zaten kabul eder adam öküz gibi adam. Hayvanları toplumdan ayıklamak gerekiyor. Hayvanları insan haline getirmek gerekiyor. O da Kuran’la olur, imanla olur, Allah korkusu, Allah sevgisiyle olur ve münafıklara dünyayı dar etmekle olur. İzole edilmesi gerekir, adam belli her halinden anlaşılıyor. Burada yapılacak şey Allah korkusu, Allah sevgisinin nakşedilmesi, arkadaşlık sevgi ruhunun oturtulması, herkesin birbirini koruyup kollaması. Mesela çocuğun elini almış adam götürüyor, kimse nereye götürüyorsun demiyor. Kardeşim çocuk belli ki onun yakını falan değil, çocuk alakasız sürükleyerek götürüyor, sapık anlaşılıyor. “Çocuk sizin mi beyefendi?” dersin şüphelenirsen kimlik çıkarttırırsın, çocuğa sorarsın “bu senin tanıdığın mı bu kişi?” dersin konuyu bitirirsin. Şüphelenmiyorlar. Mesela bir çocuk kaybolduğunda herkes rahat uyuyabiliyor birçok yerde, bu çok korkunç. Bir yerde çocuk kaybolduğunda uyku olmaz, uyku olmaz, uyuyamazsın. Mazgalların altına kadar arayacaksın, gerekirse döşemeleri sökersin her yeri ararsın. “Bulamadık.” Nasıl bulamazsın? Ne demek bulunamıyor? Bütün şehri ayaklandırırsın. Üç milyon kişi mi var? Üç milyon kişiyi ayaklandırırsın. Ve bulmadan da uyumak yok arkadaş dersin. Çocuk kaybolması ne demek? Allah vermesin kim bilir ne yapıyor çocuğa. Eziyet eder, işkence edebilir, şehit eder her şeyi yapar. Nasıl uyunur? Ama imanın dışında, Mehdiyet’in dışında bir çözüm görülmüyor dünya için. Varsa bana söylesinler. O yüzden Allah Mehdiyet’i bize müjdeledi, o yüzden Mehdiyet gelişiyor şu an.

 

(“Ahıska Türklerine neden kimlik verilmiyor?” sorusuna cevap)

Çok anormal bir durum tabii, ben çok şaşırdım. Ben bunu yeni duydum bunu biz İçişleri Bakanlığı’na soralım, Başbakanlığa dilekçe ile soralım. Mecliste gerekirse soru önergesi verilsin. Çok vahim ve acayip bir durum. Siz bizim kardeşimizsiniz, başımızın tacısınız. Ahıska Türkleri bizim canımız. Bilmiyorum yani nasıl bir teknik yanlışlık oldu da böyle bir sonuç ortaya çıktı, bunu biz de bir araştıralım. Ben sana yakında bilgi veririm.

 

(“Kendinizi avuttuğunuz bir konu oldu mu?” sorusuna cevap)

Avutma demek yani kendini kandırmayı kastediyor değil mi? Müslüman kendini kandırmaz, gerçekçi olur, akılla hareket eder. Avutmak zaten beyin ona inanmaz yani bir insanın kendini avutması teknik olarak mümkün değildir. Sen kendine bir şeyler söylersin de beyin inanmaz. Beynin inanması çok önemlidir. Mesela beyin insanın samimi olmadığına inanırsa bilirse beyin, beyin insanı rahat bırakmaz. Samimi olmaya zorlar ve canını yakar. Beyin öyle kandırılacak bir sistem değildir, öyle kandırılacak bir makine değildir dolayısı ile sen kendini avuttuğunda beyin yalan söyleme der. Oyun oynama samimi ol der ve dolayısı ile Müslüman zaten haram olan bir fiil bu yanlış olan bir fiil bunu yapmaz ama yaptığını farz etsek bile beyin ona isyan eder kabul etmez ve onu düzelttirir. Ama bende bir kendimi avutma olayı hiç olmamıştır olmaz zaten.

 

Kalp Kıran İnsanla Karşılaşmak O Kişinin Yanlış Yönünü Teşhis Etmek Açısından Faydalı Olur. Müslüman O Kişiye Kızmaz, Yanlışını Düzeltir

Kalbi kıran tabii ki çok insan olur her zaman insan karşılaşır da, kalp kırma derken yani patavatsız konuşur münasebetsiz konuşur, senin iyiliğini anlamaz, nankörlük yapar. Ona kalp kırılması mı diyelim şaşırma mı diyelim? Şaşırma olur. O kişiyi teşhis etmiş olursun ve onu kurtarmaya çalışırsın. Kalp kırılması demek yani bir şeyin bozulması anlamına geliyor yani Müslümanda öyle bir bozulma yıkılma olmaz yani kalbim kırıldı diye kilitleme olmaz. O düzeldiğinde hemen insan ona karşı tavrını düzeltir, iyi davranır. Müslüman hep akılcı davranacak, Müslümanda duygusallık, üzülme, kızma, kalp kırılması o anlamda olmaz. Yani kalp kırma derken rencide olabilir bir insan ama tahribat meydana getiren bir şey değil bu o anlamda değil. O insan niye öyle yaptı sevgisi niye bu tavrı ona fazla geldi. Niye böyle bir tavır gösterdi diye onu düşünebiliriz. Yani sevgiye göre böyle bir şey olmaması lazım. Sevgisi onu taşırtıyor, dengesiz hale getiriyor. Buna içerleyebilir insan ama tahribat meydana getirmez.

 

Gurur İnsanı Küçük Düşüren Bir Duygudur. Gururu Ezmek, Özür Dilemek Asalettir

Gurur ağır gelir ama çok komiktir gurur, insanın gülüp geçeceği küçük düşürücü bir duygu, gururu mutlaka ezmek lazım. Özür dilemek bir asalettir, yiğitliktir. O insanı yüceltir, kaliteli, akıllı, makul düşünen dürüst bir insan olduğunu gösterir. Yani özür dilemediğinde dengesiz olduğu ihtimali ortaya çıkar. Yani makul birisi onu yapmaz. Özür demek ben akıllıyım demektir. Makul bir insanım demektir. Güzel ahlaklıyım, güvenilir bir insanım anlamına gelir.

 

(“Rabıta şirk midir?” sorusuna cevap)

Yok. Niye? Sevdiğini kalbinde düşünüyorsun, mesela şeyhin var yahut sevdiğin bir insan var onu kalbinde düşünüyorsun. Allah’ı severek, Allah’ın tecellisi olarak düşünüyorsun hiçbir şey yok onda. Mesela Süleymancılar, Süleymanlı kardeşlerimiz Hz. Resulullah (sav)’dan gelen bir halka olarak Nakşiliği kabul ederler öyle düşünürler. Ve Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri’nin kalplerinde kalp üzerinde ışık şeklinde göründüğünü düşünürler, hayal ederler onu seven insanın sevgisi bu, yoksa Allah’ı unutmak haşa o Allah’tır anlamında demiyor. Allah’ın kulu olduğunu kabul ederek seviyorsa kalbinde onun ışığını görüyorsa sevdiğini düşünmesi insan için güzel bir şey. Aşıklar hep öyledir zaten, hep sevdiğini düşünür. Şirk olmaz. Ama onu Allah gibi görür, kurtarıcı gibi görürse o zaman şirk olur.

 

İnsanların Asıl Özlemi Kalite ve Sanattır, Bu Yüzden Her Fırsatta Avrupa'ya Koşuyorlar

İnsanların aradığı kalite. Kaliteyi Avrupa’da daha çok buluyorlar o yüzden, başka bir şey yok. Kalite ve sanat çok önemlidir. Güzel dağlar, güzel denizler tamam çok hoştur ama kaliteyi insanlar çok arar, sanatı çok ararlar. Onu da en gelişmiş olarak Avrupa’da bulabiliyorlar. Bütün dünya Avrupa’ya koşuyor zaten. Herkes Avrupa’ya katılmak istiyor. Neden? Tek sebebi var, sanat ve kalite. O kadar.

 

Allah Sonsuz Akıldır. Bu Sonsuz Aklı Takdir Edecek Varlıklar da Yaratır

Yani Allah yalnız olmayı istemiyor. Zaten ilahlık vasfına uygun değil. Tabii ki başka şuurlar meydana gelecektir. Takdir edilecektir. Güzellik takdir edilecektir. Yani Allah bomboş bir şey değil. Aklı var, sonsuz akıl. Aklının gereği olarak mükemmel şeyler yaratıyor cennette, dünyada. Aklını tecelli ettiriyor ve onu takdir edecek varlıklar olması gerekir. O zaman ilahlığı tam tahakkuk etmiş olur.

 

Bir Nevi Fakirlik Komitesi Olarak Hareket Eden Bir Yapılanma Ülkelerin Bir Çoğunun Dışa Bağımlı, İhtiyaç İçinde Yaşamasına Sebep Oluyor

Ortadoğu hep fakir zaten. Ülkeler fakir, Balkanlar fakir, Avrupa Birliği fakir, Yunanistan fakir, bu fakirlik özel olarak oluşturulan bir şey. Bunu yapan özel bir komite var. Dolayısıyla Mehdiyet’in dışında bir zenginlik olmaz. Kim ne yaparsa yapsın, nasıl tedbir alırsa alsın değişiklik olmaz. Bu komite görevini şu an yapıyor, bir ekip. Hayat pahalılığı özel olarak meydana getiriliyor. Biraz zenginleştiğinde sistem, hemen o düşürülür. Mesela Suudi Arabistan ve Arap ülkeleri, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar müthiş zenginleşmeye başladı. Hemen o ekonomik komite devreye girdi. Petrol fiyatları üçte bir fiyatına düşürüldü ve o ülkeler fakir hale getirildi. Mesela Rusya ve Çin müthiş zenginleşmeye başladı. Hemen o İngiltere’deki ekonomik heyet devreye girdi, yani fakirlik komitesi diyelim ona. Fakirlik komitesi devreye girdi ve hemen o ülkelerdeki ekonomik düzeyi en altlara indirdi. Yine çıksa yine indirirler.

2017-08-29 05:28:04

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top