“Bangladeş’teki zulmü alkışlayan üsluplar olursa aynı cesareti yine gösterirler”

 “Bir insan suçlu da olabilir, neyse hapis cezası onu çeker. Ama asmaya, vahşete gerek yok”

“1971 savaşından sonra Uluslararası Ceza Mahkemesi kuruldu, Pakistan ordusundan askerler burada yargılandılar. Cemaat-i İslami üyelerinin hiçbiriyle ilgili bir suçlama yoktu. Sonra 2010 tarihinde Hasina hükümeti yeniden Uluslararası bir Ceza Mahkemesi kurulmasını istedi. Roma Hukuku anlaşmasına da aykırı olarak ve kendi adamlarından oluşan bir mahkeme heyeti kuruldu. Burada Cemaat-i İslami üyeleri yargılanmaya başladılar. Halbuki ondan önce Hasina hükümeti, Cemaat-i İslami partisiyle koalisyon da yapmıştı. Yani suçlu diye şu an söyledikleri kişilerle ilgili böyle  bir şey yoktu, bunu sonradan çıkardılar.”

Adnan Oktar: “Bir insan suçlu da olabilir, anladım da, yine de asmaya gerek yok. Müebbet hapis olmasın demiyoruz. Suçu da olabilir, ama asmaya ne gerek var? Vahşete gerek yok. Zaten daha önce müebbet hapis cezası almış. Mahkemeye itiraz etmiş, “Benim müebbet hapis cezalık bir şeyim yok” deyince, “O zaman gel seni asalım” demişler. Bir kere bu çok büyük ahlaksızlık.

 

“Evrensel hukuka göre, mahkeme kararına yapılan itiraza, daha ağır bir cezayla karşılık verilemez”

Bu tip hukuki itirazlarda; bu bütün dünyada aynıdır, o cezanın daha ağırı verilemez itirazda. Yani bütün dünyada bu kanundur. Çok büyük ahlaksızlık yaptılar. Mesela adam beş yıl hapis cezası aldıysa, buna itiraz ettiğinde, sen ona on yıl veremezsin, en fazla beş yıl verebilirsin itirazında. Bütün dünyada kanun böyledir. Bunlar asıyor. Adam beraatını beklerken asıyorsun sen. Adama sen zaten müebbet hapis cezası vermişsin, müebbet hapsi uygula, koy hapishaneye, asmaya ne gerek var.

Kardeşim sen müebbet hapis cezası vermemiş misin? Vermişsin. Adam da itiraz etmiş. İtiraz edildiğinde de sen hukuka göre yine en fazla müebbet hapis cezası verebilirsin, nasıl asıyorsun? Dünyanın hiçbir yerindeki hukukta bu yoktur. Türkiye’de de mesela öyle bir şey olduğunda adam itiraz eder, en fazla o kadar ceza verilebilir.”

Bak daha önce koalisyon hükümeti kuruyorlar, iç içeler, el sıkışıyorlar, devleti beraber yönetiyorlar. Sonra bir anda hain nasıl olduğuna karar vermiş.”

 

“İdamı, seçim yatırımı olarak kullanmak çok büyük bir vicdansızlık”

“Hasena’nın babası ve şu an muhalif partinin başkanı olan bir bayanın babası da 2010 tarihinde süikaste uğradı. Bu suikastler konusunda, delilleri olmadığı halde Cemaat-i İslami partisi üyelerini suçladılar. Ve sonra da Hasina hükümeti seçmenlerine Cemaat-i İslami partisi üyelerini kesin olarak idam edeceğim diye söz veriyor. Bu idamların ardında bu sebeplerin olduğu iddia ediliyor.”

Adnan Oktar: “Bu da çok büyük ahlaksızlık, bir çok seçim yatırımı olur da; “Baraj yaptıracağım” der falan bunu aklımız alır. Ama adam öldürmek seçim yatırımı olabilir mi? Bundan büyük ahlaksızlık ne olabilir? Böyle seçim yatırımı olur mu? Ben adam öldüreceğim diyor. “Beni seçerseniz söz veriyorum adam öldüreceğim” diyor. Bu akıl mı? Bilakis böyle bir insanın kaybetmesi lazım. Böyle bir insana nasıl saygı duyuyorlar? Dünyanın hiçbir ülkesinde kabul edilmemesi lazım böyle bir insanın. Cinayet seçim yatırımı olur mu? Müthiş bir rezalet. De ki “Ben baraj yaptıracağım, liman yaptıracağım.” Bunlar seçim yatırımı olur. Ama dünyanın en rezil seçim yatırımı adam öldürmek üzerine yapılan seçim yatırımıdır. Bundan nasıl utanç duymuyorlar, vicdanları nasıl bir acı duymuyor.”

 

 “İktidar taraftarlarının idamdan sonra kutlamalar yapması, toplumun nasıl yozlaştığını gösteriyor”

“İdamdan sonra kutlama yapmaları da çok büyük ahlaksızlık, cinayetin kutlaması olur mu? Hepsi katil hükmünde olur. Bak görüyor musun, asmak, kesmek, kan, nasıl eğitilmiş insanlar. Halbuki bir insanı değil öldürmek, öldürüldüğünü görmek bile çok dehşet verici, çok korkunç bir şey. Duymak bile çok korkunç.

Bak sessiz sedasız astılar o insanı. Ne olduğu da belli değil? Mesela nasıl bir savunma yaptı, suçu nedir? Kimse bilmiyor. Kimi gazeteciler de duyduklarına inanmışlar. “Şunu yapmış, bunu yapmış” diyorlar. İnsan utanır böyle söylemeye.

Pakistan ordusu tamam yapmış olabilir, Pakistan ordusu ayrı. Kardeşim gücün yetiyorsa git Pakistan ordusuna yap bu yaptıklarını. Ödleri kopuyor Pakistan’dan değil mi? Bütün iddiaları Pakistan ordusu üzerine, orada üç beş tane garibimi bulmuşlar onlardan hınçlarını çıkarıyorlar, bu çok büyük ahlaksızlık.

 

“Tek bir şahidin çelişkili ifadeleri üzerine idam kararı verilemez”

 “Kardeşim tek bir şahit olması, şahidin ifadelerinin çelişkili olması rezalet. Sen daha önce zaten müebbet vermişsin, demek ki aklına yatmamış idam cezası vermek. Adam itiraz ediyor “Ben masumum, kendimi bir anlatayım, doğrusunu ispat edeyim” diyor, müebbete itiraz ediyor. Sen misin itiraz eden, “Gel seni asalım o zaman” diyorlar.

Şahit adam oynak, bir öyle diyor, bir böyle diyor. Bir kişinin ifadesiyle adam asılır mı, nerede görülmüş böyle bir şey.

 

“Bu zulmü alkışlayan üsluplar olursa, Bangladeş’te aynı cesareti başkalarına karşı da gösterirler”

Bu ahlaksızlığa çanak tutacak bir üslup olmaz. Bundan şiddetle kaçınmak lazım. Bilgisizce hatalı yazılar yazmaktan kaçınmak lazım. Bu zulmü alkışlayan bir üslup olmaz. Çünkü bu idamı uygulayanlar alenen ahlaksızlık yapıyor, bunların bunun utancını yaşamaları lazım. Yoksa yine yapacak adam ahlaksızlığı. Yani eğer teşvik edilirse yine devam ederler ve edecekler, Müslümanlar var daha sırada, onları da asacaklar. Herkesin bu tavrı fikren telin ettiği açıkça görülmeli. Destekler tarzda yahut ortalı tarzda yazı yazmak vicdana uymaz. Zulüm olur bu.

 

“Asılan kişi Müslüman olmasa, dinsiz de olsa asılmasını istemeyiz”

Bir Müslümanı asıyorlar, bir mazlumu. Allah bir Müslümana bir yerde eğer eziyet ederlerse, ona zulmederlerse, hakkını gasp ederlerse, bütün dünya Müslümanları birleşsin onu koruyup kurtarsınlar diyor, Kuran ayeti bu. Allah’ın hükmü. Ve Müslüman olmasa da, dinsiz de olsa asılmasını istemeyiz. Müslüman da olmayabilir kardeşim. Ben onun asılmasını niye isteyeyim? Hıristiyan da olsa astırtmam, Musevi de olsa astırtmam.

 

 “Türkiye dışında, İslam ülkelerinden de ses çıkmadı. İslam Birliği Teşkilatı da konuyla ilgili hiçbir girişimde bulunmadı”

 “İşte Mehdiyet olmayınca, İsa Mesih’in inişine ait içlerinde şevk olmayınca, Müslümanların büyük bölümünün içi karardı ve sevgisiz, merhametsiz oldular. Büyük bölümü böyle, acımıyorlar zulüm gören insanlara. Gece gündüz “İttihad-ı İslam yok”, “Türk-İslam Birliği’ne karşıyız”, işte “Mehdi gelmeyecek, İsa Mesih gelmeyecek” diyerek milletin şevkini gücünü kırıyorlar. Ondan sonra da egoist bencil bir Müslümanlık anlayışı dünyaya hakim oluyor. Adamlar köşe dönmenin peşinde oluyorlar. Kimi tüccar olmanın peşinde, kimi bilmem ne olmanın peşinde.

Çünkü Müslümanların ruhunu boşalttılar. Deccaliyet Müslümanların büyük bölümünün ruhunu aldı. Çok az bir Müslüman ayakta kalabildi. Neredeyse %99’unu biçti Deccaliyet. Onun için direnç gücü kalmadı Müslümanların, yoksa direnseler adım atamazlar, nefes alamazlardı.

Halbuki güç birliği yapsalar Müslümanlar, dünyanın hiçbir yerinde kimse Müslümanlara zulme yeltenemez. Bu yüzden tüm Müslümanların bu gerçeği bir an önce görüp hemen İslam Birliği’nden yana olmaları gerekiyor. (Adnan Oktar, 14 Aralık 2013, A9 TV)

2013-12-15 01:29:26

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top